Samsunspor, lig başladığından beri istediği sonuçları alamadığı için oldukça sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Kendi evinde aldığı peş peşe kötü sonuçlar neticesinde, taraftarlar yönetimi ve teknik kadroyu istifaya davet ediyor. Türk milletine has duygusallıkla da yönetim ve teknik direktör, hemen bu istifa mekanizmasını çalıştırmaya başlamak istiyor.

Tamam, taraftarın isteği yerine getirildi diyelim. Akl-ı selim ile şapkamızı önümüze alıp düşünelim. Yarışma sürecinin devam ettiğini ve liglerin yeni başladığını düşünecek olursak, hoca bulma sürecinde yaşanan zorlukları ve en önemlisi maddi yetersizlikleri aklımıza getirdiğimizde durum ne olacak?

Geçen senelerde Samsunspor, aynı olayları birçok kere yaşadı ama toplum bundan ders almıyor. Osman Hoca yollandı, Hüseyin Hoca yollandı, o yollandı, bu yollandı, ee peki bu işin sonu ne olacak? Bir süre sonra macera arayan yüzsüz eski futbolcu artıkları dışında hiç kimse Samsunspor'a hoca olmak istemeyecek! Bu işin bir çalıştırıcı tarafı bir de yönetim tarafından bakalım:

Başkan, özveri ile çalışıyor ve aile düzeni ile sağlığı pahasına bu işi yürütmeye çalışıyor. Aynı durum yönetim kurulundaki diğer üyeler için de geçerli! Para veriyorlar, mesai harcıyorlar, belki sağlıklarından oluyorlar. Ne için? Samsunspor'a ve Samsun'a hizmet için! Bu kadar özveri dışında kazançları ne? Hakaret işitmek, hoyratça eleştirilmek olmamalı.

Sevgili dostlar, bir yerde başarı bekleniyorsa orada devamlılık şarttır. Samsunspor'un esas başarısız olduğu konu maalesef bu devamlılık konusudur. Eskisi gitsin yenisi gelsin, o da gitsin başkası gelsin demekle olmadığını yıllardır deneyimlemiş bir şehir olarak geçmişte bu yaşananları göz ardı etmemek lazım! Bu durumun en basit örneği Beşiktaş. Şenol Hoca ile yola çıktı, kademe kademe yükselerek üç yılda bu seviyeye geldiler. Hala takımın eksikliklerinden bahsediliyorsa varın gerisini siz düşünün!

Taraftarlar hiçbir karşılık beklemeden kalpten takımlarını destekleyip başarılı olmasını istiyor. Bu karşılıksız bir sevgidir. Taraftarlığın ilk maddesi iyi günde kötü günde takımı desteklemektir.

Diyelim ki yönetim istifa etti, hoca bıraktı gitti, ne olacak? Tribünler bir çözüm önerisi getirsin, üzerinde tartışılsın. Ama bunu yaparken olayın maddi boyutunu, nereden kaynak bulabileceğini, yeni yönetime kimleri nasıl ikame edeceğini de ifade etsin. Kim bilir belki çok farklı fikirler çıkabilir. Böylelikle çok sevdiğini söylediği kulübüne faydası dokunur.

Şunu unutmayalım. Tribünden kötü tezahürat yükseldikçe saha içindeki oyuncuların bacakları titriyor, ayakları karışıyor, bir hata yaparsam bana da aynı isyanlar gelir diye endişeye kapılıyor. Bir an kendinizi sahadaki oyuncular yerine koyun ve empati yapın! Her topu ayağınıza aldığınızda endişeli olmaz mısınız?

Parasını alıyor, oynamak zorunda demek en kolay yol. Unutmayalım ki onlar da genç, eğitimsiz ve duygusallar. Bu süreci birlikte, dayanışma ile geçirmek zorundayız. Sakin olmakta fayda var.