Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ı
sever ya da
sevmezsiniz...
Bu başkadır...
Erdoğan'ın,
"İslami terör" ifadesi
kullananlara,
"Hristiyan terörü, Yahudi terörü,
Budist terörü ve ateist terörü diye bir şey duydunuz mu?"
diye seslenmesi,
11 Eylül'de
İkiz Kuleler'in
bombalanmasıyla
başlatılan
algıya tepkidir...
Amerika'daki
bu olayla birlikte, dünyada
İslam düşmanlığının
temelleri
sağlamlaştırılmış,
bu bahaneyle birçok Müslüman ülke
işgal altına alınmıştır...
Oysa, bu hain saldırının
taşeronu olan
El-Kaide'yi; Rusya'nın, Afganistan'ı
işgalinden sonra
kuran silahlandıran ve eğiten
Amerika değil miydi?..
Taliban'ı da aynı biçimde
eğiten ABD'li askerlerdi...
Emperyal ülkelerden
Rusya, Afganistan'dan
çekilene kadar
Müslümanlara
tek laf yoktu...
DAEŞ belasını
dünyanın başına
kim sardı?..
Kamyonet
kasalarındaki
doçkalarla neredeyse
Bağdat'ı
işgal etmeye kalkışan
DAEŞ'e uzunca zaman
ABD'nin sesi niye çıkmadı?..
Sözüm ona
Müslüman olan
örgüt,
İsrail'e sapanla
bile taş attı mı?..
Dünyanın pek çok ülkesinden
paralı askerlerle kurulan
DAEŞ'in komutanlarının pek çoğu
Müslüman dahi değilken,
terör örgütünün İslam ile özdeşleştirilmesinin
sonucunda;
bölgede uzun yıllar barış içinde yaşayan
halklar,
birbirine düşman edilmedi mi?..
Bu kaosun bedeli olarak,
Suudi Arabistan, Katar
ve İran milyarlarca liralık
anlaşmalarla
adeta "avanta" vermedi mi?..
Hani, gazete manşeti atılsa,
bu başlık, "Terör bahane
sömürü şahane" olurdu...
Recep Tayyip Erdoğan'ın,
"İslami terör" ifadesine
gösterdiği tepkinin altında
bu vardı ama lafın tamamını
da söyleyemedi...
Ne yapmak lazım?..
Demokrasi, insan hakları, hukuk ve çevre
gibi evrensel değerlerin önünü kesen
hurafelerden
uzaklaşarak,
bilimsel
çalışmalara
ağırlık vermek gerekir...
Bu ülke, 1930'lu yıllarda
uçak üretmedi mi?..
Bu ülke, kendi kaynaklarıyla
1961'de otomobil
yapmadı mı?..
Paramızla verilmeyen İHA'ları
üretmeyi başarmadık mı?..
Bu dünyada "haklı" olmak
değil, "güçlü" olmak
gerekiyor...