Erzurum'da, FETÖ soruşturmasından tutuklu bir yarbayın eşi 2 çocuk annesi Nazife Kayacı, kocasının masum olduğunu anlatabilmek için ağaca çıktı...
Niyeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dikkatini çekmekti...
Nitekim amacına da ulaştı...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, onu ve küçük oğlunu yanına çağırarak, derdini dinledi...
Bir yıldır FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu olan eşinin "Suçsuz" olduğunu ve Cumhuriyet Savcısı'nın tahliye talebine rağmen mahkeme hakiminin ret kararı verdiğini anlattı...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dertli kadına "Bakalım" dedi ve çocuğuna da hediye verdi...
Sonuç ne olur bilemem ama bu olay; o kadının içinde bulunduğu dramın yanı sıra, başka bir gerçeğe parmak basıyor...
Tahliye talebi veya ret kararı, Cumhuriyet Savcısı ile hakim arasında yaşanan çok olağan bir süreçtir...
Ne var ki birçok FETÖ davasında, denetimli serbestlikle tahliye kararı veren hakimlerin, bir kısım medya tarafından adeta linç edilmek istenmesi; yargıçlar üzerinde psikolojik bir baskı yaratmıştır...
Hatta, o hakimlerin bazılarının özel hayatları dahi didik didik edilmiştir...
Bu anlamda, geçenlerde HSK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz'ın
Sözcü Gazetesi'nden Saygı Öztürk'e yaptığı açıklama, gerçekten de dikkat çekicidir: "Son dönemlerde yargı ile ilgili haberler çok fazla. Yapılan birçok haber, yargıya, adalete, sanığa, mağdura hiçbir yarar sağlamadığı gibi yargıya duyulan güveni de olumsuz etkiliyor. 2016 yılında tutuklanan bir kişi için bir kişinin şubat ayında gönderdiği dilekçe çok abartılıp eylül ayına kadar tutukluluk sürdüğü açıklanmayıp, tahliyenin gerçek nedeni açıklanmadan 'biri kefil oldu tahliye oldu' şeklinde haber adalete, kimseye hizmet etmiyor. Buna rağmen maalesef böyle olaylar çoğaldı.'
HSK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz, FETÖ davalarında medyanın olumsuz etkisini net biçimde ortaya koymaktadır...
Basın; demokrasilerde, kuvvetler ayrılığı ilkesine göre, yasama, yürütme ve yargıdan sonra gelir...
Yani, "4. kuvvet" olarak tanımlanır...
Medya, "Birinci kuvvet" olmaya kalkışırsa, işte o zaman at izi it izine karışır...
Hiç kimse yargıya müdahale etmemeli ve hakimler; dış sesleri değil, kendi iç seslerini dinlemelidir...
O ses; vicdanın sesidir...
FETÖ davalarında gerçekten suçsuz bulunanlara yardımcı olmasını istediğim Rabbimin, aynı davalarda bu ülkeye ihanet ettikleri belgeleriyle kanıtlananları da kahretmesini diliyorum...
Adalet hepimize lazım!..