Maliye Bakanı Naci Ağbal, motorlu taşıtlar vergisine getirilen yüzde 40'lık zammı savunurken "Her sene bu vergi, enflasyon oranında artıyor. Zaten biz düzenleme yapmasaydık, motorlu taşıtlar vergisi, yüzde 15 artacaktı' demiş.
Bu bir savunma mı yoksa hazin bir itiraf mı? Karışık mı oldu? O zaman şöyle söyleyelim: Bu ifadeler aynı zamanda yüzde yedilerde sekizlerde olduğu açıklanan enflasyonun gerçekte yüzde on beş olduğunun itirafı değil mi? Kafanız karıştıysa cümleyi bir kere daha aktaralım: 'Her sene bu vergi, enflasyon oranında artıyor. Zaten biz düzenleme yapmasaydık, motorlu taşıtlar vergisi yüzde 15 artacaktı.'
Eskiden liselerde mantık dersi okutulurdu. Orada a b'ye, b de c'ye eşitse a ile c'nin de eşit olduğu öğretilirdi. O mantıktan yola çıkarak motorlu taşıtlar vergisi enflasyona eşitse ve o vergi yüzde on beşse, enflasyonun da yüzde on beş olması gerekmez mi?
Benim derdim, Sayın Bakan'ı ya da hükümeti eleştirmek değil, benim derdim şu milyonlarca emeklinin ve yine milyonlarca memur ve kamu işçisinin maaş zammı. Söz konusu maaş zamları olunca enflasyonun yüzde yedi, vergi, resim, harç söz konusu olunca yüzde on beş kabul edilmesindeki çelişki.
Artık bir karar verilsin lütfen, ya vergi, resim, harç zamları yüzde yedilere çekilsin ya da memur, işçi, emekli maaş zamları yüzde on beşe otomatik bağlasın.
TÜRK MİLLİYETÇİSİ DEĞİLSENİZ NESİNİZ?
Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Abdulkadir Selvi, Başbakan Binali Yıldırım'ın AK Parti'nin Afyon toplantısındaki konuşmasında 'Türk milliyetçiliğine kaymadık' dediğini yazdı.
Abdulkadir Selvi hakkında iki ayrı görüş var. Birine göre Sayın Selvi, Ankara kulislerini çok iyi koklayan ve çok önemli haberler alan başarılı bir gazeteci. Diğerine göre de 'AK Parti üst yönetiminin kendisine fısıldadığı bilgileri' topluma aktaran bir aracı. Hangisi olursa olsun, bu Abdulkadir Selvi'nin haberlerinin önemini azaltmaz. Bunu vurguladıktan sonra tekrar konumuza döneceğim ve Sayın Başbakan'a 'Türk milliyetçiliğine kaymadık demek, aynı zamanda biz Türk milliyetçisi değiliz' demek değil midir? Eğer Türk milliyetçisi değilseniz nesiniz?
Çok netameli bir ifade bu; üstelik öyle ayaküstü söylenmiş biz söz de değil. Üç günlük bir kampta dile getirilmiş. Yani hazırlıklı olunan bir konuşma, bir sürçü lisan değil, ağızdan kaçmış bir ifade değil. Vahim olan da o.
Burası Türk vatanı ise, bu millet Türk milleti ise bu vatanın sahibi, bu milletin mensubu olan herkesin Türk milliyetçisi olmasından daha normal ne olabilir ki? Bir Başbakan hangi sebeple böyle bir ifade kullanabilir, kime karşı böyle bir savunma ihtiyacı duyabilir.
Türk milliyetçiliği birleştirici, bütünleştirici, barışçı bir dünya görüşünün adıdır. Kısacası Türk milletini sevmenin, Türk vatanını korumanın ve Türk devletine bağlılığın ifadesidir. Herkesin durması gereken zemindir. Umarım ve dilerim ki Sayın Başbakan, 'Türk milliyetçiliğine kaymadık' derken; "Biz zaten o zeminde duruyorduk, oraya buraya kaymamız söz konusu' değildir demiş olsun.