Bu yazımızda zinanın suç olup olmadığı ve tarihsel kronoloji değerlendirilmeye çalışılacaktır. Zina, aralarında evlilik bağı olmayan kadın ve erkeğin 'rıza' içerisinde (tecavüz, narkozlu iken ilişki vb. olmamalıdır) cinsel birlikteliği anlamına gelmektedir. Yazının başında vurgulamak gerekirse, Türkiye'de zina suç değildir. Şöyle ki;

1926 tarihli eski Türk Ceza Kanunumuz(TCK), umumi adap ve aile düzeni aleyhindeki suçlar bölümünde, zinanın lügat karşılığına kural olarak sadık kalarak, zinayı suç olarak düzenlemekteydi. Eski kanunda yer alan düzenlemeye göre zina eden kadın hakkında altı aydan üç seneye kadar hapis cezası öngörülmüştü. Zina suçunda temel ceza için evli bir kadının, başka bir erkekle bir kez cinsel ilişki kurması mahkumiyet için yeterliydi. Ayrıca kadının cinsel ilişki kurduğu kişinin evli ya da bekar olmasının önemi bulunmamaktaydı. Öte yandan eski ceza kanunumuz koca açısından da zinanın varlığı halinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasını öngören suç tipi öngörmüştü. Ancak kocanın zina sebebiyle cezalandırılabilmesi için diğer kadın ile sadece cinsel ilişkide bulunması yeterli görülmeyip karısı ile birlikte ikamet ettiği veya herkesçe bilinecek başka bir yerde 'karı koca gibi geçinmek için' bir kadınla birlikte yani birarada bulunması aranmıştı. Burada kanuna göre kocanın zina suçunun faili olabilmesi için bir şart daha bulunmaktaydı. Buna göre zina suçunun oluşabilmesi için kocanın cinsel birliktelik yaşadığı kişinin bekar bir kadın olması gerekmekteydi. Görüleceği üzere kadının zinasında mahkumiyet için diğer erkeğin evli olup olmamasının öneminin bulunmaması bir yana bir kez cinsel ilişki kurulması yeterliydi. Oysa erkeğin zinasında cinsel ilişki içerisine girilen kadının bekar bir kadın olması ve karı koca gibi yaşam sürmeleri aranmıştı.

Eski TCK'da yer alan bu hükümler, 1982 anayasasının 10. maddesinde düzenlenen 'kanun önünde eşitlik' ilkesine aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi huzuruna götürülmüş ve hapis cezasının tatbikini öngören zina suçu, mahkeme tarafından 1996, 1998, 1999 yıllarında verdiği kararlar çerçevesinde iptal edilmiştir. Bu konuda ortaya çıkan yasal boşluk karar alıcı olan TBMM tarafından da bugüne kadar doldurulmamıştır. Zinanın tekrar suç sayılıp sayılmamasına yönelik Türkiye'de her zaman tartışma olagelmiştir. Bu konuda en net ve sert tartışmalar 2004 yılında, yeni Türk Ceza Kanunu'nun kabulünden önce olmuştur. 2004 yılında iktidar ve ana muhalefetin uzlaştığı metin üzerinde Türk Ceza Kanunu reformunu görüşülürken, AK Parti 'zina'nın tekrar suç sayılması için girişiminde bulunmuştur. Bu konuda TBMM'de tam uzlaşı sağlanamamasına ilave olarak Avrupa Birliği'nin de, zinanın tekrar suç sayılmasının tam üyelik müzakerelerine geçişi etkileyebileceğini duyurması üzerine bu girişimden vazgeçilmiştir. Bu çerçevede 26.09.2004 yılında yasalaşan ve 12.10.2004'te Resmi Gazete'de yayımlanan yeni TCK'da zina suçu yer almamıştır. Buradan bakıldığında Türkiye'de yaklaşık 20 yıldır zina eylemi sebebiyle adli manada suça konu edilen kimse olmamıştır. Diğer deyişle yazının en başında belirttiğimiz üzere zina Türkiye'de bir suç değildir. Bununla birlikte zina eylemine bağlanan başkaca hukuki sonuçlar bulunmaktadır. Bir sonraki yazıda buna temas edeceğiz…