Çağımızın en büyük problemlerinden birisi, insanların kendilerine karşı acımasız olmasıdır. Çevremizde ki insanları kırmamak adına kendimizden ödün verdiğimiz anların sınırını aştıkça en büyük haksızlığı ne yazık ki kendimize yapmaktayız. Kendimize karşı saygı duymadan başkalarına saygılı olmaya çalışmak imkansızdır. Unutulmamalı ki, kişi saygılı olmayı önce aynada gerçekleştirir. Kendimize saygı gösterebilmenin en iyi yolu insanın kendisini iyi tanımasından geçmektedir. Kendimize karşı saygımız olmadığı sürece mutluluğumuzu kendi ellerimizle sabote etmiş oluyoruz. Kendini tanımayan insan hayattan beklentilerini asla tam olarak yerine getiremez. Çünkü kendisine saygısı olmayan insan elinde olan başarılarına, yeterliliklerine, sahip olduklarına değil, sahip olmadıklarına, başaramadıklarına odaklanır. Peki, kişinin kendisini değerlendirmesine dayanan bu özsaygı nedir?

Özsaygı, kişinin kendisini objektif değerlendirmesi sonucunda bir yargıya varmasıdır. Olumlu ya da olumsuz her türlü değerlendirmenin gereğince yapılması durumudur. Sağlıklı bir özsaygı kişinin kendini gerçekçi bir şekilde değerlendirmesine dayanır. Sağlıklı özsaygıyı başarabilen kişiler duygu ve düşüncelerini rahatça dile getirebilen, eleştirilmekten çekinmeyen bireylerdir. Çünkü öncelikle kendileri ile barışık yaşamayı öğrenmişlerdir. Bu sebeple her zaman için yeniliğe ve değişime açıktırlar. Kendini gerçekçi olarak değerlendiren ve bilen insan hayatta yapabileceği ve yapamayacağı işleri ulaşıp ulaşamayacağı hedefleri, yaşam sınırlarını bilir ve buna göre davranır. Bu sebeple kendilerine olan inançları yüksektir. Mutluluğu her zaman kendilerine verilmiş hak görmektense başardıkları bir duygu olarak görebilirler. Bu sebeple mutluluklarını asla engellemezler. Düşük özsaygısı olan kişiler, kendi kararlarından önce çevrenin kararlarına önem verir ve uygularlar. Kendilerine olan güvenleri her zaman için zayıftır. Genellikle kendi düşünceleri çevrenin düşüncesinden daha değersizdir. Bu sebeple yönlendirilmeye hep muhtaçtırlar. Yönlendirmenin neden olduğu durum duygu düşünceleri paylaşmayı engeller. Tüm bu durumların doğal sonucu olarak mutluluğu başarılı bir duygu olarak görmektense, kendilerine verilmemiş bir hak olarak görürler ve bu sebeple hayatlarında her zaman mutluluklarını sabote ederler. Bu sebeple karşılarına çıkan her türlü zorlukla mücadele etme becerisi düşüktür. Onlar için hayat hep eksiktir ve hem sahip olamadıkları şeylere yönelirler.

Hayatımızda her zaman eksiklikler olacaktır. Bunları kabullenip, kendimize özsaygı duymanın verdiği mutluluğun huzurunu yaşayacağınız bir Pazar dileğiyle…