Birçok siyasetçi ve fikir adamı yeni yazıya geçilmesine fikri ve kültürel tercihlerinin ötesinde bir de 'uygulanma zorluğu' ve hatta' imkansızlığı gibi gerekçelerle karşı çıkmışlardır. Bunlardan birisi de zamanın başbakanı İsmet İnönü'dür. Onun hafızasında Birinci Dünya Harbi sırasında uygulanan ve başarısızlıkla sonuçlanan Enveri yazı denemesi vardır. İsmet İnönü, 'Hatıralar'ında bunu açık açık anlatır. Başarısızlık beklentisi sadece içte değildir, dışarıda aynı beklenti vardır. Bunlar açık açık dillendirilir, yazılır çizilir. Dışarıdakiler, daha sonra yanıldıklarını itiraf edeceklerdir.

Harf inkılabından sonra, yeni yazının öğretilmesi için tam bir seferberlik ilan edildi, 'Millet Mektepleri' açıldı. Bunların amacı; millete okuma-yazma öğretmek olmuş, bir yıl içinde 1 milyonu aşkın vatandaş bu okullardan diploma almıştır.

Yeni harfler konusunda eleştiri bağlamında, birçok şeyler söylenmiş, kütüphanelerimizi dolduran eski kitaplardan ve eski belgelerden yeni kuşakların faydalanamamasından yakınılmıştır. Oysa bu kitaplardan vazgeçilmez olanların yeni harflere çevrilmesi mümkün olduğu gibi uzmanlık isteyen eserleri inceleyenler eski harfleri öğrenmektedir, buna herhangi bir engel dün de yoktu bugün de yoktur. Bunu belirttikten sonra, diğer konulara mesela şu kütüphanelerimiz ve kütüphanelerimizi dolduran binlerce ve hatta milyonlarca esere geçebiliriz.

Sahi Osmanlı'nın kaç kütüphanesi ve o kütüphanelerde kaç cilt eser vardı? Osmanlı arşivlerinden bize ne intikal etti?

Önce şu arşivler meselesine bakalım. Osmanlı arşivlerinden bize kalanlar halkın, halkı bir kenara bırakınız, uzmanlarının bile okuyacağı, okuyabileceği ve ilmini irfanını artırabileceği şeyler değildir. Dünyanın en büyük ve en uzun ömürlü iki imparatorluğundan birisinin bürokratik yazışmalarıdır, kayıtlarıdır, kısacası resmi belgelerdir kalanlar. Bunları bırakın halkın okumasını, uzmanlarının bile okuması kolay değildir; çünkü her birim farklı bir yazıyla tutar bu kayıtları ve bir yazıyı bilenler öbür yazıyı kolay sökemez. Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nin kurulmasında ve arşiv belgelerinin tasnifinde önemli katkıları bulunan Prof. Dr. Halil İnalcık'ın 'Tarihçilerin Kutbu Halil İnalcık Kitabı'nda verdiği rakama göre de arşiv belgelerinin sayısı 150 milyon kadardır.

Bu belgelerin ne anlama geldiğini ekonomi tarihçiliğinin önemli isimlerinden Mehmet Genç'in Osmanlı İmparatorluğu'nda Devlet ve Ekonomi' adlı kaynak eserinden aktaralım: 'Osmanlı Arşivi diye bilinen muazzam belge koleksiyonu, hakim niteliği ve temel eğilimi merkezileşme yönünde bulunmuş olan bir devletin, sistematik olarak birbiri ile ilişkili şubeler halinde iyi örgütlenmiş olan bürokrasisinin, bugün üzerinde 20'den fazla milli devletin yer aldığı geniş bir alanda çok çeşitli dil, din, örf ve kültürleri, tek bir siyasi merkezden yarım bin yıl süren istikrarlı ve adil bir hayatın içinde tutma iradesinin icrasına ait, çok önemli bir yan üründen ibarettir.'

Sayın Genç, Osmanlı arşivlerinin günümüz açısından önem ve gerekliliğini de 'Osmanlı tarihinin başlıca meselelerini, temel kurumlarını teşhis, takip ve hatta bir dereceye kadar izah etmek için, yeterli olmasa bile, gerekli olan belgeleri zorluk çekmeden bulabilmemize' bağlıyor. Bundan sonra Osmanlı'daki kütüphane sayılarına ve bu kütüphanelerin durumuna bir göz atabiliriz.