Düştükleri çirkinlik bataklığından yalan ipine sarılarak çıkmaya çalışan birtakım kişiler; bu gayretkeşlikleriyle daha çok batıyor aslında...
Yalan bitince saçmalıklar başlıyor...
Hani, "Güler misin, ağlar mısın" kabilinden...
Özellikle siyaset arenasında ve daha çok da AK Parti içinde...
Bu tezviratları yapanlara moda deyimle, "Neyin kafasını yaşıyorlar?" diye sormak gerekir...
Herkesin bir hesabı var elbette...
Çok da görmüyorum ama yalan ve iftira, işin raconunu bozuyor...
Bu ülkede, kendi zenginini yaratan iktidarlar var olduğu sürece; bu kavgalar ve çatışmalar sürecek...
1950'li yıllardan bugünlere bakıldığında; devlet kaynaklarıyla kimlerin nasıl zengin edildiği ortada...
İl ve ilçelerde güç kavgasının temel nedeni bu ama Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meselesi başka...
Bazıları meseleyi kavrayamamış durumda...
"Metal yorgunluğu" mevzusu öyle durduk yerde ortaya atılmadı...
O yorgunluktaki maksat, sadece bedeni reflekslerin zayıflamış olması değil...
Asıl mesele, milleti her türlü yoranlarla ilgili...
Yoksa, kim öyle kuzu kuzu makamı bırakır?..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan çekinenler, ne kadar haklı olurlarsa olsunlar, aleniyet içinde bu kavgayı yapamıyor...
Sanal, figürler devreye giriyor o zaman!..
Önümüzdeki süreçte parti içinde yenilenme var...
Kimileri gidiyor ve gidecek!..
Ancak, bu sıralar bir "belden aşağı vurma" hastalığı nüksetmiş bulunuyor...
Tezviratlara değil, belgelere bakmak gerekir...
Gerçi biz ne söylersek söyleyelim; bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları ve üst düzey bürokratların ne yapıp ne yapmadığını Cumhurbaşkanı Erdoğan iyi biliyor...
Dedim ya, yoksa kim kuzu kuzu gider!..
Ne var ki mahkeme de kadıya mülk değil!..
O yüzden birbirini çirkin tezviratlarla yıpratmaya kalkışanlar ya da sahip oldukları siyasi güçle oturdukları makamlardan halka tepeden bakanlar,
böyle davrandıkları sürece, siyasetin adabında ve ahlakında "seviye" nin ölçüsü dibe vurur!..
Siyaset kurumu kaybettiğinde, başımıza gelenler ve çekilen acılar hala belleklerimizde!..