Dün elektronik posta adresime
gelen Beni üyelikten çıkarınyazılı onlarca ileti aldım...
Bu iletileri gönderenleri tanımam. Onların da beni tanıdığını
sanmıyorum...
Nasıl oluyor bu,anlamış değilim...
Bir bilene sordum. Gazeteye
anlaşmalı teknik servis hizmeti veren
Uğur Eren e...
Olur dedi ve bir yığın önlem anlattı...
Hepsi de para işi...
Biz sohbeti sürdürürken
bir arkadaşım, Facebookta olup olmadığımı
sordu. Aylar önce bu sitedeki hesabımı dondurduğumu söyledim.
Geçen akşam kendisine
benden Arkadaş olarak ekleisteği gelmiş...
O, benim bu konudaki
hassasiyetimi bildiğinden huylanmış ve
ekle işlemine onay vermemiş...
Bizim Uğur Eren,bu sosyal arkadaşlık sitesinde
dönen sahtekarlıkları anlattı ve sonra da ekledi: Aman dikkat...
Ne yapacağız şimdi?..
Ya parayı bastırıp engelleyicisistem alacak,ya da internetten
uzak duracağız...
TCK da Bilişim Suçları na ilişkin
maddeler var. Bayağı da ağır ama yetersiz...
Çünkü, teknolojinin sınırları,
suçu önlemek için konulan
duvarları delip geçiyor...
Her türlü ahlaksızlık diz boyu...
Sırf bu yüzden yıkılan yuvalar var...
Hele bilgisizliğin kurbanı olan insanlar?..
Hepsi ayrı bir dram...
Bu gelişmeler karşısında devletin
güvenlik birimleri boş durmuyor elbette...
Bilişim uzmanları,hangi e-postanın hangi
bilgisayardan gönderildiğini
tespit edebiliyor...
Şimdi işi gücü bırakıp,Beni gruptan sildiyen hiç tanımadığımız
insanlarla mı uğraşalım,yoksa e-posta adresini mi kapatalım?..
Sadece ben değil, binlerce insan
bu ikilemi yaşıyor...
Her şey artık elektronik ortamda...
Dağ başında olsan da kurtuluş yok!..
Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu
diye boşuna dememiş Köroğlu...
Aslında her şey insanın vicdanına
kalmış...
O vicdan ister yapıcı, isterse yıkıcı olabiliyor...