Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların siyaset sığlığı içinde oluşturduğu gündemlerin toplumda yarattığı sosyolojik travma karşısında, sağduyu sahibi herkesin "Nereye gidiyoruz?" diye endişe duyması gerekir...
Hafta sonu Ordu'daydım...
Gündemde, sahil yoluna yapılan bisiklet ve koşu yolunun renkleri vardı...
Güya Büyükşehir Belediyesi, koşu yolunu bordo, bisiklet yolunu da mavi yapmıştı...
Şehrin milyarlarını küme düşürülen Orduspor'un borçlarına vermek yerine birçok kulübün yaptığı gibi yeni bir takım kuran ve 3. Lig'e çıkaran Enver Yılmaz, Trabzonsporlu olmakla suçlanıyordu...
"Olmaz" dedim ama yine de etkilendim ve sahile çıktım...
Koşu yolunun tartan pisti, normal kiremit rengiydi. Uzaktan bakınca bile bu rengin bordoyla alakası yoktu...
Bisiklet yolunun rengi de dünyanın her yerinde olduğu gibi maviydi...
"Pes doğrusu" dedim ama bu tezviratlar, Enver Yılmaz'ı basın toplantısı yapmak zorunda bırakmıştı...
Gülmeyin, aynen öyle!..
Peki ya Melih Gökçek'in yerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Mustafa Tuna ile CHP'li Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen'in kucaklaşmasından rahatsızlık duyan bazı CHP'lilere ne demek gerekir?..
Taşdelen'in neredeyse partiden ihracı isteniyordu...
Böylesine insani davranışlardan bile rahatsızlık duyan kişilerin, ruh halinin normal olduğunu söylemek mümkün değil!..
Ne günlere kaldık!..
Memleket bunca sıkıntı içindeyken, böyle saçma sapan işlerle uğraşanlara amiyane bir deyimle sormak istiyorum: "Neyin kafasını yaşıyorsunuz?..'