"Dünya Çocuk Hakları Günü"nde;
öldüresiye dövülen,
işkenceye tabi tutulan,
zorla dilendirilen
ve tacize
uğrayan çocukları
hatırlamadılar...
Üzerlerine
bomba yağdırılan,
anne-babalarıyla
yeni bir hayata
tutunmak için
sınırlar aşarken
can veren,
açlıktan ölmekle
karşı karşıya bırakılanların
adlarını bile anmadılar...
Okyanusta,
petrol atıkları
arasında kalan
balık ya da bir kuş için
dünyayı ayağa kaldıranlar;
Ege sahillerinde
cesetleri sahile vuran
çocukları
görmemezliğe geldiler...
Mynmar'da,
Filistin'de,
Suriye'de, Irak'ta
ve Afrika'nın geri bırakılmış
ülkelerindeki
çocukların
çığlıklarını da duymadılar...
Anne ve babaları hapse atılan
ya da anneleriyle birlikte
cezaevlerinde kalan
çocukların özlemini de
umursamadılar...
Ama lafa gelince,
mangalda kül bırakmayanlar yine onlar...
"Çocuk hakları" ne demektir?..
Çocuk hakları; kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma, fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavramdır...
Bir işin içinde,
çıkar yoksa,
orada ABD ve AB yoktur...
Dünyadaki belirli günlerin amacı;
sevgiyi, kaynaşmayı ve dayanışmayı değil,
sermayeyi artırmak içindir...
Dünya Çocuk Hakları Günü de öyle bir şey işte!..
Gerçekten samimi olsalardı;
emperyal eylemler içinde
yer altı zenginliklerine göz diktikleri
ülkelerde çocukların üzerine
bomba yağdırılmasına
seyirci kalırlar mıydı?..
Nazım Hikmet ne güzel de yazmıştı
o şiirinde...
"Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar,
oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden, ölümsüz ağaç dikecekler..."