Kutlu Doğun Haftası'ndayız.

Özelde İslam coğrafyasında genelde ise Müslümanın yaşadığı her yerde Peygamberimiz(sav)'in doğum yıldönümü yad edilir ve mevlitler okunur.

Genelde duygusallığın egemen olduğu kutlama törenlerinde, Peygamberimiz(sav)'in 23 yılda tebliğ etmiş olduğu iman, ahlak, hukuk, ekonomi vb. gibi hayatın temel dinamikleri anlatılmaz.

Kim, hangi mesajla ya da hangi emir ve yasaklarla O'nu gönderdi?

O, tebliğ etmiş olduğu sistemin neresindeyiz, önemli görevleri nelerdi?

Örneğin;

İslam hukukçuları Peygamberimiz(sav)'in üç önemli görevinde ittifak etmişlerdir:

  • Peygamber olarak vahyi almak ve dini tebliğ etmek. Bu görevi, vefatı ile sona ermiş ve başkalarına geçmemiştir.
  • Bir mürşit ve bir eğitici olarak insanları terbiye etmek ve kemale(olgunluğa) erdirmek.
  • Devlet başkanı olarak din ve dünya işlerini Allah'ın irade ve rızasına uygun bir şekilde yürütmek(Karaman,1/192).

Peygamberimiz(sav)'in vefatı ile bu son iki(2,3.)görevi, kendisine tabi olan Müslümanlarca kıyamete kadar sürdürülecektir. Kutlama törenlerinin yapıldığı camiler ve diğer yerler ilahi adlı ağıtlarla tam bir cenaze mekanlarına dönüştürülmektedir. Ama hiç kimse, O'nun Allah'tan getirmiş olduğu sistemden ve O'nun kurup yönettiği adalet devletinden söz etmiyor.

Kan deryasında boğulmaya yüz tutmuş İslam coğrafyasındaki Müslümanların birbirlerini öldürme fetvaların dayanakları sorulmuyor.

Peygamberimiz(sav)'in vefatından sonra Müslüman eğitimcilerin ve devlet adamlarının devralmaları gereken görevler kimde ve kimin elinde?

Evet, kutlama törenlerinde bu soruyu soralım. Kazmacılar da bu soruyu sorsunlar.

İslam coğrafyasındaki eğitimciler ve yöneticiler nerede?

SALAT VE SELAM O'NUN ÜZERİNE OLMASI DUASIYLA…