Sosyal yaşamın ayrılmaz parçalarıyız.
Bu birlikteliğe tüm bireylerin katkıları var.
Fakat sorumluluklar göz ardı edilince; toplumsal hastalıklar yakamızdan düşmüyor.
Her gün görüyoruz istenmedik yaşanmışlıkları.
Korkuyoruz,'Acaba yarın hangi üzücü olayları duyacağız'diye.
Her mesleğin topluma katkısı ayrı, öğretmenlik ise apayrı.
Neler söylenmiyor ki öğretmenlik üzerine.
'Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.'
Atatürk'ün veciz sözü bu açıdan her şeyi açıklıyor.
Aslında öğretmenliği ne biz ne de öğretmenlerimiz sıradan memuriyet gibi göremeyiz.
Geçtiğimiz günlerde duyduğum olay üzdüğü kadar düşündürdü beni.
En önemli varlıklarımızı öğretmenlerimize emanet ettiğimizi söyleriz hep.
İşte o öğretmenlerimizden biri! Trafikte hafta sonu çocuğuyla gezerken, kırmızıda durması gereken araca geçiş hakkının yayalara ait olduğunu ifade etmiş eliyle.
Sen misin şoföre yaptığı kusuru hatırlatan?
Vahim olanı ise yaşadığının elinden tuttuğu küçük yavrunun gördüklerinin hafızasında ömür boyu olumsuz bir görüntü olarak yer edinecek olması.
Beklemediği bir tepkiye maruz kalan öğretmenimiz, şoförün aracından inip saldırısına maruz kalmış. Aldığı kafa darbesiyle dudağının iç ve dış tarafı patlamış. Çevredekilerin araya girmesiyle fiziki saldırı önlenmiş. Ağzı kanlar içerisindeki öğretmenimiz en yakın hastanede darbe aldığı yerlere yapılan dikişlerle toparlanmış. Öğretmenimiz sağlık raporunu almış, olay adliyelik.
Geçtiğimiz günlerde trafikte yol verme tartışmasında bu ülkede yaşıyor olmamızın en büyük sebebi gazilere yapılan saldırılar.
Kimseye yapılmaması gereken tacizler, hakaretler, saldırılar…
Sağlıklı toplumsal yapıda bu olayları nereye oturtabiliriz ki…
Öğretmenimizin fiziksel yarası geçebilir ama özellikle çocuğunda bıraktığı iz önemli.
Bu tabloyu çok ama çok yönlü değerlendirebiliriz.
'Öğretmenime uzanan menfur el',yarınlarda kendi çocuğunu bir öğretmene teslim ederken ne düşünecektir acaba?
Çocuğu ile öğretmeni yan yana geldiğinde hangi duyguyu hissedecektir?
Hiç mi mahcubiyet duymayacaktır?
Kim bilir belki de yaptığını bugünlerde maharet olarak anlatıyordur.
Üzülmemek elde değil; biz bu olmamalıyız.
24 Kasım Öğretmenler Günü.
Tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.
Hepsine sevgi ve saygılarımı sunuyorum.