Başarı, tamamıyla öznel bir yapıdır. Herkesin başarı denildiğinde zihninde gerçekleşen kurgular, olaylar, hedefler, süreçler, yaşama şekli birbirinden çok farklıdır. Bu farklara rağmen ortak kalıplarda buluşulması gerekir. Başarı öncelikle, huzurlu yaş almayı başarmaktır. Bunun için en önemli şart vicdandır. Bu durumda dolaylı olarak başarılı olmak öncelikle, temiz bir vicdan gerektirmektedir. Söylemesi çok kolay olan ancak ciddi bir emek gerektiren ve uygulaması oldukça zor bir süreçtir. Rekabetin en çirkin zamanlarını yaşadığımız bu dönem düşünüldüğünde, temiz vicdanlara rastlamak oldukça güçtür. Gündelik hayatın yoğunluğu ile birlikte genellikle kendimize dönüp nasıl yaşadığımızı görmeye vaktimiz olmuyor. Bu durumda uzun yaşamanın bizlere hiçbir getirisi olmayacak, aksine yaşamı işkenceye çevirecek bir vicdanla savaş haline sürükleyecektir.

Sosyal hayatımızda, iş hayatımızda, kişisel düyamızda sürekli olarak beklentiler artmaktadır. Beklentilerdeki bu artış daha fazla strese maruz kalmamıza neden olmaktadır. Stres düzeyi, her geçen gün arttıkça; istenilen başarıya ulaşmak güçleşmektedir. İstenilen başarıya ulaşılsa dahi bu mutluluğu yaşayacak fiziksel ve psikolojik güç kalmamaktadır. Bu durumda ise başarının hayatımıza bir getirisi değil olsa olsa götürüleri olacaktır. Bu sefer hemen vazgeçişler başlıyor. Oysa başarısızlık öncelikle sadece bir basamaktır asla bir sonuç değildir. Bu basamağı geçebilmenin en önemli etkeni sabırdır. Tüm engellere, planlamalara, fikirlere en önemlisi zamana karşı sabırlı olmak gerekmektedir. Bu süre içerisinde başarının en sevmediği şey olan şikayet etmekten vazgeçip, yaşanılan olaylarda sadece kendi duygu ve düşüncelerimizi kontrol edebildiğimizi unutmamak gerekmektedir. Bu sebeple çevremizdekilerden ve yaşanılanlardan şikayet etmek yalnızca bizi pasifleştirecektir. Bu süreçte değişime direnmek, akıntıya karşı kürek çekmek gibidir. Davranış kalıplarımızın dışına çıkmak bize yeni ufuklar açarak başarıya ulaşmanın farklı yollarını gösterecektir. Geleceğe odaklanmak yeni ufukların planlamalarını yapmak, geçmişe takılıp başarısızlıkları sorgulamaktan daha önemlidir. Bu yolda giderken hatalara tolerans düzeyimizi yükseltmemiz gerekmektedir. Bu sayede hatalara odaklanmak yerine çözüme odaklanarak başarı yolunu temizleyebiliriz.

En başa dönersek, eğer, başarılı olmanın yolları bu şekilde sıralansa da başarılı hayatın tek bir ortak noktası vardır. Vicdan!