Maçtan önce İstanbul'da özel bir radyonun bizim maçla ilgili yorumunda deniyor ki, 'Samsunspor'u son yıllarda artık beraberlik takımı olarak biliyoruz'...
Yahu bizim kaderimiz midir arkadaş?
Bize kazanmak için çatır çatır savaştıracak, takır takır oynatacak, rakibi ısırtacak bir hoca gelmeyecek mi?
Bize maç kazanın diyoruz o yok. Bize futbol oynayın diyoruz o yok. Yok da yok.
Haftalardır Engin Hocanın maç sonundan ziyade, maç öncesi yayıncı kuruluşa verdiği röportajı dikkatle takip ediyorum.
Bolu maçı öncesi; bir puan önceliğimiz diyor. Adanaspor iç saha maçımızın maç öncesi; Adanaspor Süper Lig deneyimli bir takım öncelik kaybetmemek diyor. Gelelim bu maça; yayıncı kuruluşa maç öncesi yine önceliğimiz bir puan diyor.
Arkadaş biri Süper Lig'den geldiyse diğeri de alt ligden geldi. Son köşe yazımın başlığında dediğim gibi, bize her yer korku tüneli.
Eeee biz kimi yeneceğiz söyler misiniz?
Daha doğrusu kimi yenme niyetiyle maça çıkacağız. Yazık değil mi bu takıma gönül verene? Yazık değil mi bu takımın peşine kilometrelerce gelene? Rakip maçın üçte ikisini on kişi tamamlamış yine tabelayı değiştiremiyoruz.
Yapılan yabancı transferlere bakınca, hepsi olmuş revirlik. Her hafta bir fire veriyoruz. Bu maça saatler kala Ayite ile ilgili oynamayacak duyumunu alınca, şok oldum. Ne oluyoruz, kim salladı bu adamları bize.
Bu maç için oyuncuları tek tek yorumlamak istemiyorum ama Erkam Reşmen'i eleştiriyorum. Bir pozisyonda haklı da olsan rakip yedek kulübesine hareketle otur yerine diye bağıramazsın, yanımdakilere Erkam kendini attıracak demeye varmadan ikinci sarıdan kırmızıyı gördü. Ne oldu şimdi? Sahada oyununuzu oynayın, bırakın sağa sola sallaşmayı. Seksen bin kişilik stadyum boş, ağzından çıkan söylemler net bir şekilde anlaşılıyor, yapmayın arkadaşlar.
Bu takım zor maç kazanır, camiada birlik olmaya varız ama sonuç olarak bu kadar beraberliğe katlanamayız. Bu takım artık maç değil seri maçlar kazanmalı. Yoksa korkulu rüyalar görürüz benden söylemesi...