'Harabat ehlini hor görme Şakir/Defineleri malik viraneler vardır' sözü Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerine aittir. Hikayesi de ilginçtir: İki oğlu vardır merhumun, biri zühdünde, takvasındaki Şakir, diğeri kendi alemindeki Zakir. Hor gören Şakir'dir, hor görülen ise Zakir. Şakir'e nasihatleri fayda etmeyen İbrahim Hakkı Hazretleri, sonunda ikisini de alır Erzurum Kalesi'nin en yüksek burcuna çıkar ve önce Şakir'e 'atla' der. Şakir korkar, Şakir kaçar, atlamaz. Zakir babasını ikiletmez, hiç tereddüt etmez, kendisini surlardan aşağıya bırakır. Düşmez, ölmez, tam tersine kanatlanır sonsuzluğa uçar, kendisiyle birlikte uçan otuz dokuz kuşa eş olur, kırklara karışır. İbrahim Hakkı Hazretleri, o asırdan bu asra, o günlerden bu günlere gelen o ünlü şiirini bu olay üzerine ve orada söyler.

Şu 'eski Türkiye' söylemleri daha doğrusu 'eski Türkiye' horlamalarını duydukça, hep bu iki mısra gelir aklıma. Dünün Türkiye'sini yüceltenlerin önceki günün Türkiye'sine hor bakması ne kadar yanlıştıysa, bugünü yüceltmek için ağzını açanların da dünün Türkiye'sine hor bakması o kadar yanlıştır.

Üstelik dünün Türkiye'si anlatıldığı gibi bir virane değildi. Hele de aklına esenin gelip ümüğünü sıktığı, ahkam kestiği, düzen verdiği bir ülke hiç değildi. Bugünü yücelteceğiz diye geçmişi horlamak, hem gerçekçi olmaz hem de milletlerdeki devamlılık ve tarihe sahip çıkmak bilinciyle örtüşmez. Tarih ve devamlılık bilinci bir kenara 'çaresiz, çapsız, dermansız ve onursuz bir eski Türkiye' tanımı gerçeklere de terstir.

Çok eskilere gitmeden söyleyelim o eski Türkiye, ABD'nin şiddetli itirazlarına rağmen 1964'te Kıbrıs'ı bombalamıştır. Zamanın başbakanı İsmet İnönü, ABD Başkanı Johnson'un mektubunu 'yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de orada hak ettiği yeri alır' diyerek elinin tersiyle itmiştir. Türkiye, o andan itibaren 'yerli ve milli donanma' için kollarını sıvamış, kendi çıkarma gemilerini yapmış ve 1974'te ABD ve İngiltere'nin karşı koymasına rağmen Kıbrıs'a çıkmıştır. Ve o günden bugüne değişen hükümetlere rağmen Kıbrıs'taki Türk varlığı hiç değişmemiştir.

Şimdilerde horlanan o eski Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı sonrası uygulanan ambargoya karşı Petlas'ı, Aselsan'ı, Pilsan ve diğerlerini kurmuş, kendi silahını kendi üretmek konusunda bugün de devam eden son derece ciddi adımlar atmıştır. 'Milli ve yerli' harp sanayimizin motor gücü Aselsan o eski Türkiye'nin yeni Türkiye'ye bir armağanıdır. O tank projeleri de, o F 114'ler de eski Türkiye'den kalan temeller üzerinde inşa edilmektedir.

ABD'nin ısrarla sürdürdüğü 'afyon yasaklasın' talebine sırtını dönen de eski Türkiye'dir, bir kuvvet komutanının sınıra gitmesiyle Apo'yu Suriye'den sınır dışı ettiren de Moskova'da, Roma'da, Atina'da barındırtmayan de o eski Türkiye'dir. 18 adası 150'den fazla kayalığı işgal edilen 'Yeni Türkiye'nin Kardak kayalığı için savaşı göze alan 'Eski Türkiye'yi horlaması olacak iş değil.

Hem Nato üyeliğini sürdürmüş hem de Sovyetler Birliği ile çok ciddi ticari ve sınai ilişkiler kurmuş bir Türkiye'dir o hor bakılan 'Eski Türkiye.' Şimdilerde hemen hepsi özelleştirilen kimi de üç on paraya giden İskenderun Demir Çelik, Seydişehir Alüminyum, Aliağa Rafinerisi, Oymapınar barajı ve diğerlerini hep o eski Türkiye yaptı ve yaptırdı. Çok uzağa gitmeye gerek yok, şu halkın 'azot' dediği hemen yanı başımızdaki Samsun Azot Sanayi tesisleri de o 'Eski Türkiye'de bir eski Demirperde ülkesine yaptırılmıştır.

Derdim 'eski- yeni' mukayesesi değil, bu hem gereksiz hem de faydasız bir iş olur. Sorun yeninin eskiyi yakalaması ya da geçmesi veya tam tersi eskiye ulaşamaması değil, sorun eskinin de yeninin de ötekilerle, yani garbın ya da şarkın öteki milletleriyle olan yarıştaki konumudur. Türkiye dün daha geride değildi, bugün de daha ileride değil. Eski Türkiye gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler işbirliği örgütü G20 kurulduğunda da dünyanın ekonomisi en büyük 17'nci ülkesiydi bugün de 17'nci ülkesi. Dün de ortalama yüzde beş civarında büyüyordu, bugün de ona yakın büyüyor. Dün de dünya üretiminin yaklaşık yüzde birini üretiyordu bugün de o miktarı üretiyor. Ne utanılacak bir eski Türkiye söz konusu ne de düğün bayram yapılacak bir yeni Türkiye var ortada.

Eğer siz geçmişi horlarsanız yarınlara da sizi horlamaları için koz verirsiniz.