" Bütün soruların cevapları bir köpeğin bakışlarında gizlidir. " Demişti ya !
Adam iyi laf etmiş. Ruhu şad olasıca.
Bugün Bodrum garajında beni havaalanına götürecek aracı beklerken simsiyah bir köpeğin bakışları ile karşılaştım.
Gözlerinde dünyanın en zor sualleri saklı idi. Bu arada elbette benim gibi bakmasını bileceksin hayvanın taa gözlerinin içine.
Anlayacaksın o zor soruların niteliğini.
Boynunu büküp kahverengi gözlerini gözlerime hapsetti gariban .
Döndüğümde ilk işim onu bulup boynuna sarılmak olacak .
Sonrasında saatlerce hava alanlarında beklemekle geçti günüm.
Oldum olası hava alanlarını sevmişimdir.
Çünkü değişik insan profillerinin tamamını buralarda izleyip gözlem yapabilirsiniz.
Hatta en iyi gözlemlerinizi havaalanlarında ve uçaklarda yapabilirsiniz.
İnsanlar umarsızca , saygısızca önünüzden akıp giderler yollarına.
Bu arada yurt içinde uçuyorsanız ne kadar avare ve boş ve de hoş bir toplum
olduğumuzu , yurt dışında iseniz insanların ne kadar çok öğrenmeyi ve okumaya hevesli olduklarını algılar , kültür farklılıklarının analizini yapabilirsiniz.
Örneğin 16 pont topuklu giyip boyunu uzatmaya çalışan kısa boylu hatunun sesinin ne kadar da uzun ve gür olduğunu telefon konuşması sırasındaki volümünden anlayabilir ,
konuşmanın içeriğine vakıf olduğunuzda ise kendinizi yere atıp paralayabilirsiniz.
Ya da sağ koltukta oturan genç adamın cüzdanını yırtmak bahasına da olsa yeşil dolarlarını göstermek için nasıl debelendiğine şahit olup , Bodrum garajındaki köpeğin kahverengi gözlerindeki soruları yeniden hatırlarsınız.
Öncesinde chek-İn yaparken bavulunuzdaki bir çift pabucun , iki kutu Bodrum mandalinalı lokumun ağır gelmesi nedeni ile tüm bavulunuzu devşirmek zorunda
kalabilir , iki kg için extra ücret öderken , ister istemez apronda kesilen deveyi ,
pırlantadan ,tekneden alınmayan KDV yi hatırlayıp , adalet kelimesini anımsar ,hayvanlar için de adaletin olmadığını kahverengi gözlü köpeğe nasıl anlatacağınızı düşünürsünüz.
Ya da yelpaze kirpikli iki sarışın geçkin hatunun hala piyasa yapmak uğruna son performanslarını kullanırken kendilerini nasıl tükettiğini görüp Bodrum garajındaki köpeğin kirpikleri var mı yok mu diye hatırlamaya çalışırsınız.
Ne kadar akıllı ve varlıklı bir toplum olduğumuzu , İnsanların ellerindeki akıllı telefonlarından anlayıp avaz avaz saygısızca bağrışırken Bodrum köpeğinin arada bir havlamasının nasıl bir zararı ve ziyanı olabilir sorusu ile beyninizi uçuş boyunca zorlarsınız.
Cevapsız sorular beyninizi bir mengene gibi sıkıştırırken Erzincan Ordu Evinde askerliğini yapan erin , bilmem kaç promil alkolle bir ordu evine nasıl
girebildiğini , nizamiyeyi nasıl aşabildiğini , sorgulayıp kahverengi gözlü köpeğe insan vahşetini izah etmenin yollarını araştırırsınız.
Ağır bir toplumsal patoloji , çürümüşlük , kokuşmuşluğun toplumun bütün katmanlarını bir virüs gibi sarıp sarmaladığını ağaca , bitkiye , hayvana. , toprağa nefretle baktığımızı kahverengi gözlü köpeğin boynuna sarılıp ağlayarak nasıl anlatacağımın utancı içindeyim.
Toplumsal kuralların yok sayıldığı adaletin ve hukukun sadece yasa Ve yaptırımlar bazında olmadığını , asıl hukukun Ve gerçek adaletin vicdanlarda olması gerektiğini kahverengi gözlü köpeğin gözlerinde yazılı idi...

BAKIŞLARIN ÇOK DERİN
SENİN EN GÜZEL YERİN
KAHVE RENGİ GÖZLERİN