Seni, biliyorum ben!…

' Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu.' Demişti ya merhum Akif İnan.

Sen nice peygamberlere ev sahipliği yapmışsın, bilirim.

Senin dünya hakimiyetinin başkentliğini de bilirim.

Hayır, senin mazlum kanlarından oluşan kan denizini de bilirim.

Sen Batı'nın kirli ve kanlı çizmeleri altında işgal edildiğinde İngiliz Generali'nin, ' Haçlı savaşları bitmiştir' deyişini de bilirim.

Ama daha önemlisi Siyonist hareketin nihai hedeflerinden en önemlilerinden birinin de Sen'in olduğunu bilirim.

Ve Sen! Bir zamanlar Kıblegahıma layık görüldüğünü de bilirim!

Ve Sen! Sevgililer sevgilisine Miraç gibi ülvi görevine ev sahipliği yaptığını da bilirim.

Ve ben bilirim ki, senin kutsallığın geleneklerden ve tarihten değil, doğrudan Allah'ın mübarek kılmasından gelmektedir.

Ve Sen! Bu yüzden Allah'ın tüm ümmete emaneti olduğunu bilirim.

Ve Sen! Sen ve çevren ümmetin namusu olduğunu da bilirim.

Ve Sen de bilirsin ki, ümmetin Hz. Ömerleri ve Selahaddin-i Eyyubileri yoktur.

Ve bilirsin ki, Müslümanların petro-dolarları ve petro-gazları vardır ama yürekleri ve şuurları yoktur.

Ve bilirsin ki, Müslümanlar birbirleriyle uğraşmaktan düşmanlarıyla uğraşmaya fırsat bulamamaktadırlar.

Ve Sen Ey Kudüs! Ümmetin haremi ve namususun ama, ümmet seni koruyamıyor.

Ve Sen bilirsin ki, sana değen NAMAHREM elin yüz yıllarla ifade edilen stratejisi vardır.

Ve yine Sen bilirsin ki, ümmetin günübirlik protestodan ve slogandan başka ne planı ve ne de stratejisi vardır.

Ve Sen bilirsin ki, Sana değen namahrem elin hedefi, 'Nil'den Fırat'a' kadardır.

Hey Kudüs! Sen ne ilk ve ne de sonsun.

Unutma ki, Sen bizim umudumuz ve sevdamızsın. Bizler umut diyarının sönmez gülleriyiz.

YA AŞKIMIZ VE UMUDUMUZLA VAR OLACAĞIZ YA DA HİÇ! SENİ ER YADA GEÇ KUCAKLAYACAĞIZ! Selam San'a…