Mevlana'nın ölüm yıldönümü her yıl çeşitli törenlerle, tasavvuf musikisi konserleriyle, Sema gösterileriyle ve her yelpazeden siyasilerin nutuklarıyla kutlanır.

Siyasilerimizden akademisyenlerimize kadar her meşrep ve meslekten insanlarımız bu törenlere katılarak birkaç saatliğine birer Mevlana hayranı ve müridi olurlar. Ama hepsi bir anlık içindir.

Mevlana'yı anlayarak hayranı olanlar öncelikle O'nun şu sözlerine dikkat ediyorlar mı?

'Ömrümce Kur'an'ın kuludur özüm,

Seçkin Muhammad'in yoluna tozum.

Kim benden nakletse bundan başka söz,

Onunla, O sözden çevirdim yüzüm.'

Mevlana'nın yolu ve inancı budur.

O, Kur'an'ın ve Sünnet'in kölesi ve hizmetkarıdır. Mevlana'nın hayranı olanlar öncelikle O'nun inandığı gibi iananmaları gerekir. Yerli oryantalist bazı akademisyenler de bunu açıkça bilmeleri gerekir ki, Mevlana Hazretleri, 'Ben Kur'an'ın ve Peygamberin kölesiyim' diyor.

İslam adına Mevlana'yı eleştirenlerin öncelikle kendi yazdıkları yazılar yada kitapları için Mevlana'nın sözlerini kullanabilirler mi?

Bir de siyasetçilerimiz için insana saygı noktasında söyleyeceklerimiz vardır:

Mevlana Hazretleri bir gün hamama gider ve hemen çıkar.

Mevlana'ya, hemen dışarıya çıkışının sebebini sorarlar.

Mevlana Hazretleri soranlara şu cevabı verir:

'Soyunup hamama girmiştim. Tellak beni görünce bana yer ayırmak için havuz başında duranlardan birini uzaklaştırdı.

Benim yüzümden rahatsız edilen o kişiye karşı utancımdan dolayı o kadar terledim ki, dayanamayıp dışarı çıktım' der.

Mevlana hayranları siyasetçiler insana ne kadar saygı gösteriyorlar?

Hep birbirimizi kandırıyor, körler ile sağırlar birbirlerini ağırlıyor.

Hangi Mevlana ve hangi hayran…744. Vuslatı ileSelam ve sevgiler…