Merhum Mevlana’nın 736. Vuslat Yıldönümünü idrak ediyoruz.

“Avrupalıların Atasözlerinde Kadının Yeri” başlıklı yazımızı okuyan saygı duyduğum aile dostumuz bir hanımefendi telefonla arayarak, üzüntülerini belirtmiş ve hanımlar için güzel şeylerin niçin yazılmadığını sormuştur.

Dinimizin ve kültürümüzün özünde kadının fıtratına ve aleyhine aykırı hiçbir ifadeye rastlanmaz.

Bir örnek olarak bugünlük Mevlana’nın kadınla ilgili görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyoruz:

“Kadın Hak nurudur, sevgili değil. Sanki yatıcıdır o, yaratılmış değil.

Allah bezemiştir kadını, Allah’ın bezediğinden nasıl kaçılır?

Allah kadını, erkek onunla yatışsın, erkeğe eş olsun diye yarattı. Adem nasıl olur da Havva’dan ayrılabilir?

Erkek, Zaloğlu Rüstem olsa, yiğitlikte Hamza’yı geçse gene de kendi kadınının esiridir.

Dünyayı sözleriyle sarhoş eden Hz. Peygamber((sav) bile Hz. Aişe’ye, “A pembe beyaz kadıncağız, benimle konuş” derdi.

Heybet bakımından su, ateşten üstündür ama, su bir kaba kondu mu , ateş onu fokur fokur kaynatır.

İkisinin arasına engel olarak bir tencere girdi mi, ateş o suyu yok eder, hava haline getirir gider.

Görünüşte kadına su gibi üstünsün ama, iç yüzden ona mağlupsun, isteklisin.

Böyle bir hassa ancak insanda vardır. Sevgi , hayvanda azdır. Bu da onun noksan yaratılışındandır.

KADIN, AKILLILARA , GÖNÜL EHLİNE ADAMAKILLI ÜSTÜN OLUR.BİLSİZLER(CAHİLLER) İSE KADINLARA GALİP GELİRLER. ÇÜNKÜ ONLAR SERT VE KABA KİŞİLERDİR.

Emir ve yasaklarla yaklaşma kadına. Temiz maya önemli. Mayasını temizlemek önemli. Cevherine iyiliği, doğruluğu, namuslu iffetli olmayı verdiysen, yani onu yaratılış çizgisinde eğittiysen mesele yok. Ona her bakımdan güvenebilirsin. Seni üzecek, öfkelendirecek, utandıracak hiçbir şey yapmayacaktır.

Ancak özü, mayası, cevheri temiz değilse, ruhunu güzelleştirecek bir eğitimden de geçmediyse ne kadar “ yapma, etme” desen zapt edemezsin.”

Selam ve sevgi ile…