Üç muhatabı vardır bu mektubun. İlki doğru projesi yanlışa kurban edilmek istenen Samsun Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Bey, ikincisi işin doğrusunu bilen ama niyeyse sessiz kalan ya da sesini ilgili makamlara yeterince duyuramayan tarihçi akademisyenler, üçüncüsü de Samsun ve Türkiye kamuoyudur.

Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin bir buçuk yılı aşkın bir süreden beri üzerinde çalıştığı Kurtuluş Yolu projesi iyi düşünülmüş doğru bir projedir. Düşünen, kabul eden ve gerçekleştirmek için emek harcayan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Ancak bu doğru proje bir takım yalan ve yanlışlara kurban edilmek istenmektedir. Gerçi yerinde ve zamanında yapılan itiraz ve müdahalelerle bu vahim yalan ve yanlışlar büyük ölçüde giderilmiştir ama hala düzeltilmesi gereken yalanlar ve yanlışlar vardır. Bunlar düzeltilmediği takdirde hem tarih saptırılmış olacak hem de Mustafa Kemal Atatürk imajı ciddi şekilde yara alacaktır.

Kamu kaynaklarından finanse edilen yalanlar ve yanlışlar manzumesi bir kitap yığını var bu kentte. Akla ziyan yalan ve yanlışlar her birinde inatla ve ısrarla tekrarlanıyor ve her birine binlerce liralık telif ücretleri ödeniyor. Yalan ve yanlışın kamu kaynaklarından beslenmesi bir tarafa bu milletin tarihi çarpıtılıyor, bu devletin kaynakları çarçur ettiriliyor. Ama en önemlisi Milli Mücadele'nin önderi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk imajı sarsılıyor. Korkan, kaçan, arkadaşlarını kent merkezinde bırakıp kendisi dağ köylerinde saklanan, üç beş çapulcu korkusuyla yolunu değiştiren ve Samsun'dan Havza'ya birilerinin himayesinde giden/gidebilen bir Mustafa Kemal Paşa imajı yerleştiriliyor.

Burada doğrudan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Bey'e sesleniyorum:

Sayın Başkan buna ne kimsenin hakkı vardır ne de gücü yeter. Lütfen, bu tarih tahrifatına ve bu milletin yüz akı, gurur kaynağı Milli Mücadele'nin bir tarih kalpazanının yalan ve yanlışlarıyla tahrifatına izin vermeyiniz. Kendi doğrunuzu birinin yalan ve yanlışlarına kurban etmeyiniz.

Doğru başlayan bu projeye yamanan, yamanmak istenen pek çok yalan ve yanlış vardı; bunlardan kısa zamanda ve tam bir kararlılıkla vazgeçmesini sağladığınızdan dolayı size teşekkürlerimi sunuyorum. Ezcümle, Mustafa Kemal Paşa ile Hüseyin Rauf Bey'in Havza yakınlarındaki Sekizgöz Un Değirmeninde gizlice buluştukları yalandı, bundan vazgeçildi. Mustafa Kemal Paşa'nın geceleri Aşağı Avdan ya da Badırlı'da saklandığı da yalandı, bundan da vazgeçildi. Yine Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'ya giderken 24 Mayıs gecesini Karageçmiş köyünde geçirdiği de yalandı, bundan da vazgeçildi. Ama hala devam eden yanlışlar var.

Bunlardan birisi Mustafa Kemal Paşa ve maiyet erkanının Samsun'dan ayrılırken 'Kadıköyü'ndeki Pontus çetelerinin korkusuyla yolunu değiştirerek Unkapanı yokuşundan gittiğidir. Bu vahim bir yanlıştan öte kuyruklu bir yalandır ve Milli Mücadele'nin öncü kadrosuna hakarettir. Bu, vatan müdafaası için hayatlarını hiçe sayarak yola çıkan insanları daha işin başında yolunu değiştiren korkaklar sınıfına sokmanın ilk adımıdır. Onlar, cephelerden, ölümle hayat arasındaki ince çizgi üzerinde pervasızca yürüyerek geliyorlardı. Düzenli ordulardan korkmadılar ki üç beş çapulcudan korkarak yollarını değiştirsinler. Onlar yollarını hiç değiştirmediler.

Sayın Başkan,

Elimde iki rapor var. Biri Belediyenizin iki genç ve değerli elemanı tarafından yazılmış ve imzalanmış, diğeri de Kurtuluş Yolu projesinde aktif olarak çalışan bir tarihçiye ait iki rapor. O raporlardaki yol güzergahını yarın yazacağım ve 'o güzergah kimin aklıyla ve nasıl değişti?' diye de soracağım kısmet olursa. Bu yazı muhtemelen sonraki günlere de sarkacak, çünkü bu konu önemli ve gelinen sapak nokta 'köprüden önceki son çıkış.' Ya yanlıştan sapacağız doğruyu bulacağız ya da yanlış rehberin izinde yürüyüp tarihi yolundan çıkaracağız. (Devam edecek.)