Kış mevsimini oldum olası sevmem ben.

Kış yoksullar için felaket mevsimi olduğu gibi benim için de çok ağır geçirilen gripler dönemidir. Çocuklukta geçirdiğim zatürre sonrası, her yıl grip olurum. Hastalık ağır seyreder bende. Çünkü, vücudum, bu melanet hastalığa karşı, bir türlü bağışıklık geliştiremedi yıllardır.

Bu yıl, o felaketle yeniden yüzleştim. Önce normal grip gibi başladı süreç. Ben de normal bir grip hastası gibi davranıyordum. İşe gidiyor, aksıra tıksıra akşam eve gelince ıhlamur, terlemeler… falan yirmi gün sonra ortalık duruldu. Bitti sandım. Rahatlamıştım…

On beş gün sonra, yüksek bir ateşle yeniden geriye dönen o sinsi hastalık bu kez, çok ağır biçimde hırpaladı beni. Ben, yine evde kendi kendime hastalığı geçirebileceğim aymazlığına kapılmışım. Biz mürekkep yalamış insanlar da özellikle kendimizle ilgili böylesi konularda bazen boş davranabiliyoruz. Ve son süreç iyice yormuş beni…

Halam ve eşim ısrarla beni alıp doktora götürdüler. İyi ki de götürmüşler.

MEDICANA Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Salih Bilgin, yaptığı tetkiklerin ardından kanımda yoğun şekilde gördüğü mikrobik olumsuzlukları, bir süre, hastane ortamında gözlemlemek ve tedavi etmek gerektiğine karar verdi. Onun gözetiminde ve servisinde ilk gecemi geçirdim .

Ben oldum olası sağlık personeline ve emeklerine hep saygı duyarım. Çünkü onlar, o zor çaresiz döneminizde birer melek gibi belirirler başucunuzda. Çektiğiniz acılara karşı kendinizi yalnız ve çaresiz hissetmemenizi sağlarlar.

Bu gece de yine o 'Göğüs Hastalıkları Servisi' melekleri, kurulmuş saat gibi gidip geldiler baş ucuma. Kendimi iyi hissettim sayelerinde, rahatladım, sağ olun…