Dün, gazeteci kardeşimiz Mehmet Soykan'ı, genç yaşta son yolculuğuna uğurladık...
Mehmet'i, küçük yaşlarından beri tanırdım...
Anadolu Ajansı'nın bölge müdürü olduğum dönemde onların evinin önünden geçerdim...
Mehmet ve arkadaşları, Saadet Caddesi'ndeki evlerinin önünde bulunan çıkmaz sokak boşluğunda arkadaşlarıyla top oynardı...
Ablası Kevser, bizim mesleğin mekteplisi idi...
Diğer ablası Münevver debir haber ajansının Samsun bürosunda çalışırdı...
Kevser, TBMM'de işe girdi. Münevver de evlenince meslekten ayrıldı...
Sonra, bizim Ali Orhan Kanal L Televizyonu'nu yönetirken, Mehmet Soykan'ı medyayla tanıştırdı...
Ablalar yoktu ama Samsun medyasında başka bir Soykan vardı...
Mehmet, sadece yaşça değil; insanlara yaklaşımı ve gösterdiği saygıyla da büyüyordu...
Yıllar önce o illet hastalığa yakalandığında, Mehmet Soykan'ın çok sevilen ve düzgün karekterli olduğunu bir kere daha görmüştüm...
Dirayeti ve içinde bitmek tükenmek bilmeyen hayat sevgisiyle, kanseri yenmişti...
O bir Samsunspor aşığıydı...
Ne iş yaptıysa, işyerinde kırmızı-beyazdan başka renk yoktu...
7 yıl önce, yüzlerce Samsunspor taraftarıyla Adıyaman'da Menzil Köyü'ne gitmişlerdi...
Dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın organizasyonuydu bu...
Amaç, maçlarda kötü tezahüratın sonlandırılmasıydı...
Menzil'e gittiklerinde de oraya bir heyecan getirmişler; Samsunspor tezahüratı yapmışlardı...
Hatta, Menzil Şeyhi Gavs Sani için bile kafiyeli tezahürat yaptıklarında engellenmek istenince, Gavs Sani'nin hanımı "Bırakın çocukları" diyerek, onlara destek çıkmıştı. Menzil'de böyle bir şeye ilk kez tanık olunuyordu...
2012 yılındaki bu ziyareti köşeme taşımış, aynı zamanda da Kanal S Televizyonu'nda Mehmet Soykan ile bu ilginç gelişme üzerine konuşmuştuk...
Onlar artık "Tövbekar taraftar"dı...
Sonra bir gün Mehmet'e sordum, "İçkiyi bıraktılar mı?" diye... O da "Çoğu namaza bile başladı" demişti...
Mehmet Soykan, Şirinler Taraftar Grubu'nun Başkanı olarak, birçok sosyal projeye de imza atmıştı...
Ona hep destek olmuştuk...
Çünkü, farklılık yaratıyordu...
Dün, Büyük Cami'nin avlusunda da o farkı gördük...
Milletvekilleri, belediye başkanları, partilerin il başkan ve yöneticileri, STK başkanları, gazeteciler, spor kulüplerinin başkanları, yöneticileri, teknik adamları ve eski futbolcular, sanayiciler, işadamları ve esnaf oradaydı...
Elbette, Samsunspor aşığı bir taraftarı son yolculuğuna uğurlayan binlerce yaşlı genç kırmızı-beyaz sevdalıları...
Mehmet Soykan'ın sıkıntılarla geçen hayatında, aslında bir "büyük dost zengini" olduğunu kanıtlayan müthiş bir fotoğraf karesiydi bu...
Mehmet Soykan'ın, o fotoğrafla bütünleşen son haberinde de "Ne olursan ol, önce adam ol" manşetini atmıştı bence...
Mekanın cennet olsun, güzel yürekli kardeşim!..