Sabahleyin 'bir yıl daha geride kaldı' dedi Zühal. 'Hayır, bir yıl değil, tam altmış dokuz yıl geride kaldı' dedim. Zamanın birilerinin dediği gibi yıllara, aylara, saatlere, saniyelere bölünebilmesi gerçek mi yoksa bir yanılsama mı bilmiyorum ama önemli olan geride kaç yılın kaldığı değil, bizim o yıllardan ne aldığımız, o yıllara ne verdiğimiz ve bizden geriye neyin kalacağı!

Yaş ilerledikçe daha sık gider olduk ya, dün yine cami avlusundaydım, genç yaşta aramızdan ayrılan bir basın emekçisini, bir spor sevdalısını ebedi yolculuğuna uğurlamak için. Bir gün evvel ''marifet, taşlara bakarken çiçekleri görmektir' diye yazmıştı sosyal medya hesabında. Birkaç saat sonra da arkadaşlarıyla maç yaparken, yıllarca goller attığı halı sahada son nefesini vermiş.

'Marifet, taşa bakarken çiçekleri görmek' derken neyi kast ettiğini cami avlusunda anladım. Samsun Büyük Camiin oldukça büyük avlusu neredeyse tıka basa dolmuştu. Bir gencin ardında yüzlerce genci safa durdurması ve hepsinden hançerelerinin en gür ifadesiyle helallik alması ancak gönüllere sevgi tohumları bırakmakla mümkündür. Dün, o tohumların çiçek açtığını gördüm. Bir dostu kaybetmenin hüznü ile bir dostun böylesine sevildiğini görmenin gururunu bana ve tüm sevenlerine bir arada yaşatan Sevgili Mehmet Soykan, nurlar içinde yatsın.

Galiba asıl marifet de bu olsa gerek, gönüllere sevgi tohumları bırakmak ve dost gönüllerden sevgi çiçekleri derlemek. Tanıyanların yürekten gelen rahmet dualarına mazhar olmak ve geride kalanlara kinle, hasetle, yalanla, riyayla, kibirle lekelenmemiş bir isim bırakabilmek. Bize de nasip olur mu bilmem böylesine hayırlı bir veda ama olsa ne de güzel olur. 'Allah yaşamanın güzeli kadar ölümünde güzelini versin diye' edilen dualar boşuna olmasa gerek.

Bedenimizden birçok şeyi alıp götürürken beynimizi bilgiyle dolduruyor, yüreğimizi merhametle yumuşatıyor ve gönlümüzü sevgiyle zenginleştiriyorsa yıllar hoş geldiler sefa geldiler. Kimlik kartımızda doğum hanesinde ne yazarsa yazsın, ben nüfus memurunun düştüğü kayda değil dostların verdiği değere bakarım. Allah insanı kendisine inanan, güvenen ve kefil olanlara karşı mahcup etmesin.

İster Zühal'in dediği gibi bir yıl olsun geride kalan, ister benim dediğim gibi altmış dokuz yıl olsun, adettir, o adet üzere ben de, yeni bir yıla girerken tüm dostlarıma 'bilgiyle donanmış beyinler, sevgiyle zenginleşmiş yürekler ve merhametle yumuşamış gönüllerle dolu dostlar arasında sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir gelecek' diliyorum.