Her yıl miladi yılbaşında Türkiye'de bazı fikri eylemler yapılır.

Miladi yılbaşı kültürümüze ve dinimize aykırılığı başta cami kürsülerimiz ve mimberlerimiz olmak üzere bir çok İslami platformlarda konuşulur.

Hamasi ve hararetli konuşmalardan sonra yılbaşı gecesi yine bir önceki yılın gecesinden daha ihtişamlı(!) bir şekilde kutlanır, milli piyango biletleri satılır, insanlar sarhoş- kör kütük olur. Lütuf olarak emniyet güçlerimiz Alo yardımla yardımına koşar.

Tatil yaparız. Zaten çalışmamayı pek severiz. İşin burasına kadar başka şeyler de yaparız.

Devletimiz kadastro çalışmalarında tarlasında iki ağaç gördüğü vatandaşının tapulu arazisini 'ORMANLIK ALAN' olarak alır ama, bunca ağaç katliamına göz yumar.

Ha unutmadan hatırlatalım GEZİ kahramanları da kış uykusuna yatar.

Biz yılda bir gün bağırıp çağıranlar ne yapıyoruz?

Alternatifler üreterek miladi yılbaşı kutlamalarını unutturmaya yada gölgelemeye çalışırız. Aynı zamanda da meşrulaştırırız..

Önleyemiyoruz.

Bu mesele bir din işi mi yoksa bir medeniyet mi?

İster din ,ister medeniyet işi olsun, yılda bir gün konuşmakla hatırlanabilir yada kaldırılabilir mi?

Yılbaşı kutlamaları Hıristiyan Batı dünyasının dini, milli ve medeni sembollerindendir.

Artık yılbaşı kutlamaları bir kültür olmaktan çok bir dinin ve medeniyetin sembolü olmuştur. Bir dinin ve medeniyetin sembol ve şiarı olan bir eylemi Müslüman'ın benimsemesi ve gerçekleştirmesi kabul edilebilir değildir.

Ancak devlet bu günü resmi tatil, alışveriş merkezleri bu gün adına indirimler yapar, vatandaşlar ömür hesaplarını ve dünyevi işlerini buna göre düzenlerlerse geride sen ve ben ne yapabiliriz?

Diyanet senede bir defa okunmak üzere hutbe göndersin, vaizlerimiz kürsüleri kırsın. Acaba vaiz ve imamlarımızın çocukları yılbaşı gecesinde nerede olurlar?

Asla kınamıyoruz. Hatırlatmak istediğimiz bir geçeği eşelemek istiyoruz: Bu bir kültür, iman ve medeniyet işgali ve emperyalizmidir.

Yılbaşı adına alışveriş merkezlerinin yapmış olduğu indirimlere koşuyor muyuz?

Cevabımız evet ise buradan ileriye gitmeyelim, olmaz mı? Selam ve sevgi ile…