Yazımın dün yayınlanan ilk bölümünün son paragrafında 'elimde iki rapor var… O raporlardaki yol güzergahını yarın yazacağım ve o güzergah kimin aklıyla ve nasıl değişti diye soracağım' demiştim. Şimdi onları yayınlıyorum.

Raporlardan birisi Samsun Büyükşehir Belediyesi Şehircilik Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmış. Altında şehir ve bölge plancıları Zennube Albayrak ile Serdar Sağlam'ın imzaları var. Zennube Albayrak şu anda Büyükşehir Belediyesi genel sekreter yardımcısı ve Kurtuluş Yolu projesinin başındaki bürokrat. 'Samsun İli; İlkadım, Kavak, Ladik ve Havza ilçe sınırlarında bulunan Ata Yolu güzergahı 1/50.000 ölçekli çevre düzeni planı ve değişikliği ile ilgili 1/25.000 ölçekli nazım imar planı açıklama raporu' adlı çalışmada güzergahla ilgili olarak aynen şu ifadeler yer alıyor: 'Mustafa Kemal Paşa, Kazım Bey, Refik Bey ve İbrahim Tali Bey ise I. Dünya Savaşı'nda Almanlardan kalma üstü açık, körüklü, deri kaplamalı, iki taraftan açılır kapanır Benz Lando marka otomobille Mantika Palas'tan Subaşı, Bağdat Caddesi üzerinden Mater Dolarosa İtalyan Katolik Kilisesi önünden Kadıköy hattına ve oradan kışlaya doğru yokuş yukarı çıkmışlardır.'

Diğer rapor ise 2010 yılında tarihçi Mehmet Köseoğlu tarafından Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreterliği için hazırlanmış. Mehmet Köseoğlu'nun 'İpek Yolunda Bir Durak: Çakallı Han' projesi kapsamında kaleme aldığı raporda da aynı güzergah tanımlanıyor. Belki ki Belediye'nin raporu Mehmet Köseoğlu'nun OKA için hazırladığı rapordan alıntılanmış ya da en azından esinlenmiş. Zaten Mehmet Köseoğlu Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin Kurtuluş Yolu projesinde de görevli, bu alıntı ve esinlenme normal. Anormal olan Sayın Köseoğlu'nun kendi görüşüne ters bir yaklaşıma rıza göstermesi ya da en azından sessiz kalması. Bir diğer gariplik de Sayın Zennube Albayrak'ın konumunda. O da daha önce yazdığı raporun tersi bir görüşü uygulamaya koymaya çalışan ekibin başında.

Şimdi hem Sayın Albayrak'a hem de Sayın Köseoğlu'na soruyorum: Hangisi doğru, altında imzanız olan güzergah mı yoksa sonradan size dayatılan Unkapanı güzergahı mı? Sizi Unkapanı gibi hiçbir kaynakta geçmeyen, sadece bir yedek subayın anısında geçtiği söylenen bir güzergahı kabule zorlayan/mecbur bırakan irade nasıl bir iradedir? Ya da bir yedek subay anısından öte ciddi bir belge varsa o belge nerededir, belge değeri nedir? Bu belgeyi kamuoyunun, özellikle de tarihçilerin bilgisine sunmak zorundasınız. Zira yaptığınız ya da yapmak zorunda kaldığınız güzergah değişikliği sıradan bir değişiklik değildir. Bu milletin hafızasındaki Atatürk imajını, imajdan da öte Atatürk ve Milli Mücadele imajını kökünden sarsacak bir değişikliktir.

Siz, kamuoyuna açıklanmamış, tarihçilerin bilgisine sunulmamış bir bilgi kırıntısı ile güzergah değiştirirken bilerek veya bilmeyerek, isteyerek ya da istemeyerek tarihi değiştirdiğinizin farkında mısınız? Kovalayan Mustafa Kemal yerine kaçan Mustafa Kemal koyuyorsunuz, düşmanı vatanın bağrından söküp atmak için Anadolu'ya geçen Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını daha işin başında ve en ufak bir şüphede yolunu değiştirecek korkak ve kararsız insanlar durumunu düşürüyorsunuz. Ve aynı zamanda Samsunluları kendi bağımsızlık savaşını verecek olan kadroya sahip çıkmayan/çıkamayan, bir mahallede var oldukları söylenen otuz kırk çetecinin karşısında çaresiz bir halk konumuna sokuyorsunuz. Hiçbirinizin buna hakkı yoktur. Bu tarihe karşı cinayettir.(Devam edecek.)