Sorarlarsa, hiçbirimiz maddeye değer vermeyiz ama ne hikmetse tüm kazanç ve kayıp hesaplarımızı hep madde üzerinden yaparız. Şu kadar para, şu kadar mal mülk, şu kadar servet, hepsi de maddedir. Bir de mana dünyası vardır, kar zarar hesabını hiç yapmadığımız ama en az öteki kadar, hatta daha da özel ve önemli olan bir dünya ve mutlaka yapılması gereken bir hesap.

Kaybettiklerimiz, yaş ilerledikçe daha da çoğalıyor ya da daha doğru bir ifadeyle kayıplarımız daha da hızlanıyor. Sadece nüfus defterinden kaydı düşülenler yok o haede. Bir de gönül defterinden kaydı düşülenler ve de kayıttan düştüğümüz gönüller var. Asıl büyük kayıplar onlar, telafisi olmayan, olması hayal bile edilemeyen kayıplar.

İnsanoğlu 'gönüllere girmenin' yerine 'sandığa girmenin' hesabını yapıyor ya da 'gönülden çıkmanın' yasını tutmak yerine 'sandıktan çıkmanın' sarhoşluğunda sağa sola caka satıyor. Gönlün ebediliği yanında sandığın geçiciliği kimsenin aklına gelmiyor ya da akıllara geliyor ama geçicinin şaşaası kalıcının sadeliğine baskın çıkıyor.

Yahya Kemal Beyatlı bir rubaisinde ' Her rind bu bezmin encamı nedir bilir/ Dünyamızı nagah zalam örtebilir/ Bir bitmeyecek şevk verirken beste/Bir tel kopar ahenk ebediyen kesilir' der. Fani ömrümüzde bize yaşama şevki veren çok teller koptu ve gözyaşları arasında toprağa verdiğimiz o aziz dostlarla birlikte kaç ahenk ebediyen kesildi, saymak bile giderek imkansızlaşıyor. Yaşlanmanın en kötü tarafı da bu; kopan teller çoğalıyor, yeni teller ya daha zor takılıyor ya da akorda gelmiyor ve bir zamanlar hem şevk hem de huzur veren beste bir dayanılmaz gürültüye dönüşüyor.

Gönül defterinden sildiğimiz ya da ah kapıyı bir çalsa, ah bir küçük özür dilese de yeniden başköşeye oturtsak diye beklediğimiz ve o umutla kaydını bir türlü silmediğimiz, silemediğimiz dostlarımız var birde. Gönlümüzde kim bilir kaç dost mezarı kazmışızdır kimsenin görmediği, görmesini istemediğimiz? Ya da hangi ihmalimiz, umursamazlığımız ve daha kötüsü hangi yanlışımızla kaç dostun gönül defterinden silinip atılmışızdır. Asıl yapmamız gereken kar ya da zarar hesabı bu değil mi?

Bir ömrün sonuna doğru adım adım yürürken ve kağıt üzerinde de olsa bir yılın defterini kapatıp yeni bir yılın defterini açarken toprağa verdiğim tüm aziz dostlarıma sonsuz rahmetler, geride kalan eşlerine, yavrularına, yakınlarına sabırlar diliyorum. Ve de her şeye rağmen beni hala gönüllerinde yaşatan ve gönlümde yaşayan tüm gönül dostlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Beni ben yapan onların gönül zenginliği ve geniş hoşgörüleri, sonsuz afları; sağ olsunlar, var olsunlar. Gönül defterinden silenler ya da gönül mezarına gömenlerden de tekrar tekrar özür diliyorum.

Yeni bir yıla girdik derken yine eski dünyamıza uyanacağız. Ummasam da, beklemesem de, yine de herkese sevgi ve saygının hakim olduğu, insanların nefretlerle ayrışmak ve ötekileşmek yerine ortak değerler ve içten sevgilerle kucaklaşacağı 'birlik ve dirlik' içinde bir yıl diliyorum. Biz pek layık olmasak da biliyorum inanıyor ve ikrar ediyorum ki Allah pek merhametlidir ve O her şeye kadirdir.