2016 yılını uğurlarken, 2017 yılına büyük ümitlerle kucak açmıştık. Yalnız bu yıldaki olaylar, Dünya ve Türkiye için pek de iç açıcı olmadığını öncelikle söylemek gerekir. Artan Dünya nüfusuna paralel olarak artmayan Dünya kaynakları ve buna karşılık, açlıkları günden güne artan dünyanın süper güçleri kıyasıya bir mücadele içinde bulunmaktadırlar. Elbette, Dünyanın yer altı ve yer üstü kaynakları rasyonel şekilde işletildikleri takdirde ve hakça taksimle, aç ve açıkta kimse kalmayacaktır. Aşağı yukarı bir milyar insan açlıkla savaşmakta ve milyonlarca insan ve özellikle de çocuklar ölmektedir. Dünya üzerinde, 1,5-2 milyar insan karınlarını ancak doyurabilmekte; 2 milyar insan ise şöyle veya böyle beslenmektedir. Bunun yanında, gelişmiş ülkelerdeki 1,5 milyara yakın insan ise, aşırı beslenme nedeni ile bu nüfusun % 50'ye yakını obezite ile karşı karşıya kalmaktadır. Ortaya çıkan bu aşırı şişmanlık ise, tedavi edilmesi gereken önemli bir hastalık olarak ortada bulunmaktadır. İnsanlar midelerinin sadece ve sadece yarım litre olduğunu unutarak, ölesiye beslenme çabası içinde bulunmakta ve obez birinin tükettiği gıda maddeleri ile en az 4-5 kişi beslenebilir.

Dünyadaki bütün ülkeler bir silahlanma yarışı içinde bulunmaktadırlar. Aşağı yukarı, Dünyadaki tüm ülkelerin, sözde savunma için harcadıkları miktarlar rakamla ifade edilemeyecek kadar fazladır. Özellikle şu söze dikkat etmek gerekir ki, hiçbir ülke savaşmak için silahlanmıyor. Kimi aldatıyorlar ise, kendilerini korumak için silahlanıyorlar! Asla da savaşmak için savaşmıyorlar, barış için savaşıyorlar. Yalnız, kimileri bana savaş ile barışı sağladığını izah edebilirse memnun olurum. Şu anda, Dünyayı defalarca yok edebilecek nuclear silahlar bulunmaktadır. Herhangi bir ülke kullandığı bu nuclear silahlardan sonra, düşmanını yok etmekle birlikte; kendisinin bu silahların etkisinden masun kalacağını düşünmesi abesle iştigaldir. Yüzbinlerce insanın ölümüne ve bir o kadarının da etkilenmesine sebep olan; Hiroşima ve Nagazaki (1945)'ye atılan atom bombalarından, Dünya hiç etkilenmemişe benzemektedir. Bugünkü nuclear silahların yanında, Japonya'ya atılanlar çocuk oyuncağı kadar küçük kalır. Tüm bunların barış için yapıldıklarını ve kullanılmağa hazır durumda bulundurmalarının sebeplerini akıl ve izan ile açıklayamazsınız.

Günümüz insanlığı, sözde insanlıkta o kadar çok ilerledi ki, Dünyada hiç savaş eksik olmuyor ve her gün binlerce insan bu savaşlarda ölmektedir! Bu bakımdan cehennemim dört atlısı hiç durmadan işlevini yerine getirmektedir. Gelişmiş ülkeler, ekonomilerini silah satışlarına göre kurgulamaktadırlar. Petrol, silah ve ölüm kol kola gezmektedir. Orta Doğu Dünyaya petrolünü verirken, savaşlardaki ölümler bakımından da en çok zayiat veren ülkelerdir.

Dünyadaki hiçbir yaratığa benzemeyen insanoğlu yaptığı işler bakımından, tenakuzlar içindedir. Başta kanser olmak üzere diğer birçok hastalıkla mücadele etmek için de araştırmalarda yapmaktadır. Savaşlarda binlerce, milyonlarca insanı, acımadan öldürmeleri bir tarafa, sözde bir çocuğu ölümden kurtarmalarını, televizyonlarda izlettirmeleri, elbette ajitasyondur. İnsana yakışmayan davranışların gün be gün arması karşında, yeni yılı nasıl karşılayabiliriz ve insanlara iyi dileklerde bulunabiliriz. İşte burada da çelişik bir durum yok mudur? Yine de, başta Ülkemiz olmak üzere; Dünyaya barış gelmesi ve hatalardan ders alınması temennisiyle yeni yılınız kutlarım. Her şey gönlünüzce olsun. Saygılarımla.