İnsan olarak yeni bir tarihin, yeni bir miladın başlangıcındayız.

Hz. İsa(as)'ın şu yada bu şekilde doğumunu esas aldığını iddia eden bir başlangıçın sonunda ve başındayız.

Her günümüz ve hatta her nefesimiz bir sınav.

Öğrencinin işlemiş olduğu derslerden yazılı sınav olduğu gibi biz insanlar da yaptıklarımızdan her an sınavdayız.

İnsan zaten sınavda.

Allah(cc)'ın ölümü ve hayatı yaratmasının hikmeti de bu değil midir?

Anadolu coğrafyası bir İslam yurdudur. Yaklaşık 14 asırlık İslam Tarihinin on asrı bu topraklarda geçmiştir. Bu topraklarda kurumlaşmıştır.

Uğrunda nice canları feda ettiğimiz harman harman değerlerimiz vardır. Bu değerler bize ekmek oldu, su oldu, hava oldu, kan oldu, can oldu. Hiçbir millete nasip olmamış bir birikime sahibiz.

Küllenmiş olsa da dipdiri olan bu değerlerimizi yeniden gün ışığına çıkarma sevdamız tazelenmelidir. Bu değerlerimizi rehber yapmadan sınavı kazanamayız.

Söz konusu değerler siyasetimizde, komşuluk ve insani ilişkilerimizde rehber olmalıdır.

Herkes şunu bilmelidir ki, kendi günahını başkasına yükleyemeyeceği gibi başkasının da günahını yüklenemez. Yalnız ölür, yalnız hesaba çekiliriz.

Bu yazıyı yazmaya başladıktan birkaç dakika sonra dün yani 2017'de var olup da bugün olmayan bir imam arkadaşımızın(Subaşı Yeraltı çarşısı İmam- Hatibi) 18 yaşındaki kızının ölüm haberini aldık.

2017 yılının son gününde var fakat, 2018 yılının ilk gününde yoktur. Yazıyı bırakıp Hasköy'e cenazeye gittik. Kızımızı hayalleri ve umutlarıyla defnettikten sonra eve dönerek yazının geride kalan kısmını tamamladık.

İşte dünya, işte hayat budur.

Ve bir bütün olarak her saniyemiz ile sınavdayız.

Birilerini kurtarma adına değil, kendimizi büyük hesap gününe hazırlama adına bugünlerimizi değerlendirelim. 2017'de kaybettiklerimizi 2017'de geri almaya çalışalım. Selam ve sevgi ile…