'Yalnızlık paylaşılmaz

Paylaşılsa yalnızlık olmaz.'

Her insanın bir öyküsü vardır; ama, her insanın şiiri yoktur.

Behçet Necatigil, biz, onunla şiir okuyor, şiir bakıyor, şiir arıyor, şiir görüyorduk; aynı hamurdandık, diye anlatır Özdemir Asaf'la dostluğunu…

'Tüm dünyayı kucaklamak istedim,

Kollarım yetişmedi.' ama,

'bak yüzüme bak gözüme

dünya kaçtı gözüme.' dizelerinde evrensel yanını görürüz O'nun.

İyi bir şair size hem şiir zevki verecek hem de sizi düşündürecek der Doğan Hızlan.

Aktüel gündemlerle uğraşan ve 'tencere dibin kara, seninki benden kara!' pişkinliğinde sürüp giden kargaşanın ortasında,

'Bütün renkler kirleniyordu

Birinciliği beyaza verdiler.' diyerek, masum ve temiz insanların içinde bulunduğu sıkışmışlığı anlatır.

Bazen, yüzüne susanlardan konuşmayı öğrenir; bazen de bir insan sesine bir kuş kondurur. Yaşamın ve şiirin olduğu her yerde umut da var, bu yüzden

'Bir ışık düşerse üstüne basma.'

Ve şiir,' şuurlu söz söyleme' olduğuna göre, en şuurlu yanımız duygularımız, bunların içinde de 'aşk' başta gelir hep…'Aşk ve şiir' in birbirinin birbirini yarattığı ve beslediği yadsınamaz bir gerçek.

Özdemir Asaf, aşkın insanı kimi zaman yaktığını, kavurduğunu, çıldırttığını ve gülünç duruma düşürdüğünü; ama,

'aşka düşmezsen kalabalığa karışır, ezilirsin,

sersem sersem bakınıp durma, bir yol seç.' erek sıradanlıktan kurtulmanın yolunun da 'aşk' tan geçtiğini vurgular.

Aşk bütünleşmektir aynı zamanda 'yek diğeri'yle…

'Kim o, deme boşuna…

Benim, ben.

Öyle bir ben ki gelen kapına;

Baştan başa sen…'

Hepimizin yaşamıyla kanıtlanmıştır: Bütün aşkların içinde ayrılık ve yalnızlık vardır.

'artık beni kimse yalnız bırakamaz.'

'ben/kendimi sensizliğe alıştırıyorum/

Sen de kendini /bensizliğe alıştır diye'

Söylese de dili;

'Sana gitme demeyeceğim

Ama gitme, Lavinia.'diye haykırır yüreği, sevgilinin ardından…

Her şair ağır işçidir, o da yorulur, yüreğinden.

Yaşadım da yoruldum, bir ağır işçi gibi, der.

'Ölümü düşünmek yenilmek,

Sevmek ölümü yenmektir.' O ve hepimiz için…