İnternetin yaşamımıza girmeden önceki zamanı düşünüyorum da demek ki insan birşey bilmiyorsa onu istemiyor.

Daha çok gerilere gitmeye gerek yok. Otuz, kırk sene içinde yaşananları görünce teknolojideki hızlı gelişmeler ve internetin hayatımıza girmesiyle birlikte beraberinde toplumun alışkanlıkları da değişti. Teknolojiye karşı çıkmak aklımızın ucundan geçmez. Biz de gençlerimizin bilimin aydınlık yolundan yürümelerini savunuyoruz. Fakat burada tenkit ettiğimiz husus teknolojiyi bilinçli kullanmama durumudur. Herkesin elinde bir telefon yolda yürürken, sosyal yaşamın her alanında herkesin elinde telefon birşeyler konuşuyor. Bazen kendi kendime ,"Cep telefonu çıkmasaydı halimiz ne olurdu?" diye sorduğum oluyor.

Zaman zaman gençlerin biraraya geldiklerinde birbirleriyle konuşmadıkları, cep telefonu marifetiyle internet sayesinde başka dünyalarda dolaştıklarını hemen görürsünüz. Hiçbir şey zararlı değildir. Doğada zehir diye birşey yoktur. Mühim olan dozajdır.

Bir de bu gibi teknolojik aletlere sahip olmak çok pahalıdır. Birkaç ay çalışıp, para biriktirip iyi bir cep telefonu alan birisi, altı ay sonra tekrar çıkan yeni modelini almak istiyor. Bir defasında bir arkadaşıma, "Niye her sene telefonu değiştiriyorsun? " dediğimde bana , "Teknolojiyi takip etmek lazımdır." diye şakayla karışık cevap vermişti. Teknolojiyi kullanırken , sanal dünyanın bizi yaşamın gerçekliğinden koparmasına müsade etmemeliyiz.

Çok çalışmalıyız. Başkalarının ürettikleri malları kullanarak böbürlenmemeliyiz. Biz de onlardan daha iyisini üretmeliyiz. Yoksa yerimizde sayarız. Yerinde sayanlar, yürüyenlerden fazla ayak patırtısı çıkarır.