Geçen hafta Adana Demirspor maçında üstün oynayan fakat futbolun meyvesi olan golü bulamayan Samsunspor, hanesine bir puan yazdırmıştı.

Peki bu hafta ne yaptık...
Geçen hafta Mersin deplasmanından 3-1'lik skorla hanesine üç puan yazdıran Yeni Malatyaspor, karşımıza daha moralli ve daha istekli çıktı. Ama şu var, iki haftadır oynadıkları ekiplerden kadro olarak daha iyiler.
Aslında buna rağmen zaman zaman oyunda dengeyi sağlamış da olsak, gol kısırlığı yaşıyoruz, yaşamaya da devam edeceğiz.
Kilometrelerce gittik anbean sizleri sayfalarımızdan haberdar ettik. Malatya şehrine girer girmez önce takımın konakladığı otele gittik, oradaki havayı izledik on beş dakika sonra otelden ayrıldık.
Sorarsanız eğer, Selamet Atlı olarak izlenimleriniz neydi diye...
-Açıkçası oyuncularda istediğimiz ve beklediğimiz havayı göremedim.
- Teknik patron ve ekibindeki endişe belirgindi.
- Gelelim yönetici kısmına, geçen sezon tam kadro deplasmanlarda gördüğümüz yüzleri birkaç isim dışında göremedik. Aynı endişeyi yönetim kurulunda da izliyoruz.
-Tamam transfer yapamadık...
- Tamam kadromuzdaki malzeme belli...
Bu TFF 1.Lig, Süper Lig'den daha zor ve biraz da fizik gücüne dayalıdır.
Şimdi sorarım...
-Ekigho iyi ya da kötü senin elindeyken kaybetmek gibi bir lüksün var mıydı? Eğri oturup doğru konuşalım. Samsunspor iki haftadır takım olarak golle tanışamazken, Ekigho iki haftadır boş geçmiyor. Ayrıca Samsunspor'daki verimsizliğinin altında bilmediklerimiz mi var?
-Hemen ardından Galin İvanov krizi...
Çok ilginç ve komik gelişmelerle bu oyuncuyu da kaybettik. Bu gelişmelerin ardından yapılan açıklamalar ne bizleri ne taraftarı tatmin etmedi.
Engin Hocanın söylemleriyle eylemleri tutmadığı gibi, oyuna hamlesi ve zamanlamalarını da çözemiyorum.
Gençlere yöneldik diyorsun, mağlup durumdasın yorulan ve oyundan düşen oyuncularını göremiyormusun be hocam. Rakip yorulmuş oyundan düşmüş mağlupsun Burhan gibi hızından faydalanabileceğin oyuncunu 86. dakikada oyuna sürüyorsun be hocam.
Bizleri zor günler bekliyor, çok kolay olacak diyeceğimiz bir maç olmayacak bu ligde. Ağır eleştiri yapmıyor, gördüğümüz ve bildiğimiz doğruları söylüyoruz. Amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. İçeride bir sıkıntı ve kopukluk var gibi, aşılmayacak konu yoktur, bunun için de birlik beraberliğe ihtiyaç var.
Yine sahip çıkacağız, yine destek olacağız, bu kriz sürecini hep birlikte istişare edip hep birlikte aşacağız...
Ama bir gerçek var...
Çok zor günler geçireceğiz...
Endişelerimiz hep içimizde olacak. Bu gençlere güveniyor muyuz, güveniyor gibi mi duruyoruz? Güveniyoruz dediklerimiz bu yoklukta bile oynatılmıyor, bu çocuklar cahil değil kimse kimseyi kandırmasın. Onlar da her şeyin farkında. Yönetimin, hocanın arkasındayız diyorsak bu her şeyin iyi gittiğinden değil Samsunsporluluğumuzdandır. Eksileri artıları söylemek zorundayız.
Üzülerek söylüyorum Engin Hocamız bu takıma bir şey veremiyor, yarın geç olacak.
Bu takımı düşünen, senin gençlerini düşünen bir hoca; geçen sezon ligin son maçında iddiası olmadığı bir maça as kadroyla çıktı. Nedenini açıklasın hocam, eğer açıklayamıyorsa ben söyleyeyim. Ligi üç puanla kapatıp kendine prim yapmak istedi, bunu anlamayacak ne var söyler misiniz?
Dost acı söyler...
Allah muhafaza paraşütsüz düşeriz. Hocanın da umurunda olmaz, en fazla bu camiada kaldım der çıkar gider kalırız biz bize.
Samsunlu hocalar için doğru zaman değil diyenlere soralım o zaman ne zaman acaba...
Oysa bu şehrin gençlerine tek şansı onlar verirdi, onlar daha iyi idare ediyordu. Ama işte o şehrin hocaları BAL'da takım çalıştırırken bizler de saç baş yolmaya devam ediyoruz...
Lütfen yarın artık geç demeyelim benden söylemesi...
Saygılarımla...