Avrupa'nın kalbindeyim.

Yok ya!

Altın Şehrindeyim!

Neresi orası?

Prag.

Evet 1992 de Unesco 'nun listesine aldığı Çek Cumhuriyetinin başkentindeyim.

Çelikten bir heykele bakıyorum.

Hem de paslanmaz!

***

Kime benziyor bu heykel?

Franz Kafka'ya.

Kafka kim?

Prag'da doğmuş bir yazar.

***

Kafka, bildiğiniz gibi 3 kız kardeşini Nazi Almanya'sının soykırımında yitirmiş!

Yazdığı kitaplar ile ölümünden sonra ünlenmiş.

'Kitaplığımdaki bir kitabında diyor ki:

Hay Allah! Şu an kitabın adını hatırlamıyorum?

'Tek istediğim, yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak…'

Tutkunun vazgeçilmez durağıdır bu!

Bu cümleler Kafka'nın 'Milano'ya Mektuplar' kitabından olabilir.

Bendenizi etkileyen bu cümlelerinin yanı sıra Kafka, burjuvanın sahteliğini eserlerinde anlatmıştır…

Klasiklerdendir dediğimiz kitaplarını arkadaşı dünyamıza bırakmıştır.

Hayatını ise hep yalnız yaşamıştır.

Edebiyat tarihçileri onun için:

'Eserleri ile hayatı yenen adam!' demiştir.

***

Şimdi Kafka'nın heykeline bakıyorum.

Kendi devinimi içende görünen bu heykele bayılıyorum.

Heykeltıraşların buna 'Kinetik Kafka Heykeli' dediklerini biliyorum.

Heykel sanatında Prag'dan çok geride olduğumuzu düşünüyorum.

Çünkü Prag'da hangi yana baksanız bir heykel görüyorsunuz.

Peki bu heykeli yapan kim?

David Cerny.

O da kim?

Televizyonlarda görmüşsünüzdür.

Hani şu Sovyet Tanklarını pembeye boyayan sanatçı!

Çek Cumhuriyetinde çok ünlü.

Sadece Çek Cumhuriyetinde mi?

Elbette değil!

***

David Cerny'in heykelleri birbirinden ilginç!

Zira Sürrealist bir sanatçı.

Bir o kadar da absürt!

Mesela Kafka'nın müzesinde, bahçedeki havuza işeyen adam heykellerine absürd derken; Sigmund Freud'un olduğu söylenen 'Salınan Adam 'heykeline sanırım sürrealist diyebiliriz.

Uzaktan bakınca, çatıda intihar eden adam gibi görünür.

Yaklaşınca 'Salınan Adam' heykeli olduğunu anlıyorsunuz.

Gözlerimle gördüğüm bu heykellerin içerisinde bence en önemli heykel, Kafka'nın heykelidir.

Neymiş?

Kinetik Kafka heykeli.

Bizde olsa ne derler?

Peh!

Yoksa başka bir şey mi?

Birden Asım Bezirci ve Metin Altıok aklıma geliyor.

Hazin sonları içimi acıtıyor!.

Kurumuş kirpiklerim Prag'ın Vltava nehrinin sularıyla ıslanıyor.

Dönüp Charles Köprüsü üzerindeki 30 adet heykele bakıyorum…

Hepsi birbirinden güzel…

Heykeller bir köyün, bir ilçenin, bir kentin ya da belli başlı bir yerin bilinen simgeleridir…

Kimlikleridir…

Yaşamı güzelleştiren değerleridir…

***

Evet, Prag'dayım.

Çelikten bir heykele bakıyorum.

Hem de paslanmaz!

Kime benziyor bu heykel?

-Franz Kafka'ya...

Ne dersiniz?

Bu heykele benzeyen başka heykel nerede var acaba?