Cami avluları, eski arkadaşlarla buluşma alanları oldu artık...
Dün de öyle bir gün yaşadık...
Hem bizim Haber Medya çalışanlarından Turgay Şenol'un babası emekli Dnz. Albay Fuat Ertan Şenol, hem de sevgili Yücel Türe ağabeyimizin cenazesindeydik...
Dünün ana gündemi; AK Parti İl Başkanlığı'na yapılan atamaydı...
Haliyle siyaset konuştuk...
Değişik yorumlar vardı...
Kimi kazananlar ve kaybedenleri sıralarken, kimi de kamuoyuna pek yansımayan özel şeyleri dile getirdi...
Sıra AK Parti'den CHP'ye gelmişti...
Yanımızda eski CHP İl Başkanı Yılmaz Türkoğlu ve 2004 yılında MHP'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı deneyimli sendikacı İzzet Altuntaş da vardı...
İzzet abi, eski İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın çok uzun konuşarak, dinleyenleri baydığını söyledi...
Ona göre, siyasetçi çok uzun konuşmamalıydı...
Laf döndü dolaştı, "Bu CHP'nin hali ne olacak" mevzusuna geldi...
İzzet abi, "Bürokrattan siyasetçi olmaz" deyip, isim vermeden Kılıçdaroğlu'na lafı dokundurdu...
Yılmaz abi, hiç tepki vermedi, dinliyordu...
Bu sırada, Yılmaz abiye "Partiyle ilgileniyor musun" diye sordum...
O ne dese beğenirsiniz: "Sağ olsun Ankara'daki arkadaşlar, eski il gençlik kolları başkanı olarak zaman zaman beni arayıp fikrimi alıyorlar." Oysa Yılmaz Abi, CHP'de il başkanlığı yapmış ve partinin her kademesinde çalışmış bir isimdi...
Neden "eski il başkanı" olarak değil de "eski il gençlik kolları başkanı" sıfatıyla aranıyordu...
Hüzünlü bir tebessüm belirli yüzlerde...
Gençlik kolları her partinin adeta çırak okulu idi.
Gençlik kolları, ilçe teşkilatı daha sonra da il yönetimi şeklinde uzanan bir süreçte deneyim kazanılırdı...
Eğer 12 Eylül ihtilali ile partilerin gençlik kolları kapatılmasaydı, siyasette ilkesiz tutum ve davranışlarla koltuklarına yapışmış bir siyasetçi profili ortaya çıkmayacaktı...
70'li yaşlara merdiven dayayan Yılmaz abiyi, "eski il gençlik kolları başkanı" sıfatıyla arayıp soran eski arkadaşları, işte o ekolden yetişmişti...
12 Eylül; partilerin gençlik kollarını kapatarak, "proje siyasetçi" profilinin önünü açmayı başarmıştır...
Tabandan değil, tavandan gelmeler siyasetin önünü tıkamış, genel başkanlık koltukları yapışkanlı hale gelmiştir...
Cenaze namazını kıldık...
Haklarımızı helal ettik...
Yanlış anlaşılmasın!..
Helalleştiklerimiz hem Yücel abi hem de arkadaşımızın babası Fuat Ertan Şenol'du...