Terör kirli yüzünü olanca rezilliği ile ortaya koyuyor. Dün Genelkurmayın geçtiği bilgi akışında satır aralarına sıkışan bir bilgi sosyal medyada derhal ön plana çıkarıldı. Haber akışı şöyleydi: Hatay Kırıkhan'ın karşısında yer alan Süleyman Halil ve Sati Şaği köyleri, bu sabah gerçekleşen çatışmaların ardından ele geçirildi. Hemen kuzeydeki Raco bölgesinde ise, YPG'li teröristler yayınladıkları görüntülerle tepelerin Türk ordusuna geçtiğini doğruladı.

YPG'nin cepheye sürmeye hazırlandığı çocuklar, Halep'te fotoğraflandı. Ellerine silah verilen kız çocuklarının yer aldığı kare, sosyal medyada büyük ses getirdi.
Sınırdaki Darmık Dağı çevresinde belirlenen terör hedefleri savaş uçakları tarafından bombardımana tutuldu. Fırtına obüslerinden de bölgeye aralıklarla atışlar yapılıyor. Dumanlar yükseldiği bölgedeki patlamalar, Kilis'in sınır hattındaki bazı köylerden duyuluyor.

Türk ordusu, Buseyra Dağı'nın alınmasından sonra Afrin ve Azez arasındaki Bafelyun tepesini hedef alıyor. Gece saatlerinde tepeden yoğun top sesleri geldi.

İşte terör okul çocuğunu sıkıştığında çok kolay cepheye sürebiliyor. Hiç bir şeyin farkında olmayan çocuklar büyüklerin dediğini korkuyla yerine getirmek zorunda kalıyor. Çünkü yıllardır yaptıkları hazırlık on günde yerle bir oldu.

Turkish Forum'dan Nilay Ögeday'ın yazdığı gibi ABD'nin Türkiye ve Kuzey Suriye planı çöktü. PKK hendeğe gömüldü. Dün Afrin Operasyonunda önemli mevkilerden biri olan Burseya dağı düştü. Peş peşe gelen bu bozgunlardan sonra ABD yoğunlaştığı Suriye üzerinde bundan sonra daha da ciddi yüklenecek. ABD tehditlerini sürdürüyor. PKK/PYD'ye silah sevkiyatını da bırakmış değiller. O silahlar namlularını Türkiye'ye çevirmiş durumda. Kilis'e, Reyhanlı'ya, atılan füzeler ortada. PKK/PYD piyon. Türkiye'de de Suriye'de de savaştığımız asıl düşman ABD. ABD'liler son günlerde, 'ABD ordusu ile Türk ordusunun karşı karşıya gelme tehlikesini' çok vurgular oldu. Tehdit kokan açıklamalar duyuluyor. Bence bu açıklamalar biraz da korkudan yapılıyor gibi. Yani düşman büyük ama para olarak, silah olarak büyük. Türk Askerinin gerektiğinde neler yapabileceğini çok iyi biliyor. O nedenle Türkiye bu gerçeğe uygun hareket etmeli. Dikkatli ve çok akıllı politika yürütmelidir. Yani o toprakları bırakıp geri geldikten sonrası için de şimdiden zemin yaratan bir politika hazırlamalıdır. Mesela Irak'ın kuzeyinde yaşananlar Suriye'de de örnek olmalı. Sınanmış ve sonuç alınmış bir model. Bunun için zaman kaybetmemek lazım. Özelikle hatırlatayım ki, Türkiye'nin, Suriye topraklarında operasyon yaparken Şam yönetimi ile ilişkiye geçmemesi ABD'nin işine geliyor. Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat'ın Türkiye'ye yönelik eleştirilerinin Batı basınında günlerdir büyütülerek verilmesi de bunun göstergesi. Odur ki, ABD'nin planladığı oyunun gerçekleşmemesi için Esad yönetimi ile ilişkiye geçmek zorundayız. Türkiye Esad yönetimi ile temasa geçerse hiçbir kaybı olmayacak. Ama geçmezse, maliyeti büyük olacak. Unutmamalıyız ki siyasette dost ya da arkadaş olmaz. Devlet kaygıları, çıkarları olur. Dünün dostları olan devletler devlet kaygıları yüzünden bu gün omuz omuza yürüyerek müttefik olabilir. Bunu siyasetten azcık anlayışı olanlar onaylayabilir. İç siyasette dünün düşmanı olan parti ve kesimlerin bu gün Devletin bekası için aynı safta adımlaması gibi ters düştüğümüz devletlerle de devletimiz namına yürümeliyiz. Onu da hatırlatalım ki, bu birlik tek Türkiye için değil Suriye içinde çok önemlidir. Bu gün Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünü tanıması, komşumuzun topraklarında 'Kürdistan' kurulmasının önlemini almış olur. Şam yönetimi yıllardır giremediği ve bundan sonra hiç bir zaman giremeyeceği toprakları TSK terörist ve işgalcilerden kurtarmış olur. Aynı zamanda Ankara yönetimi, bizzat Cumhurbaşkanı ilan eder ki, bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Orası Suriye toprakları. O yüzden de Türkiye'den daha çok Suriye'nin bu müttefikliğe ihtiyacı var. Soçi'de bu konu da masaya yatırılacak. Ve yakın günlerde eski dostlar yeniden aynı masaya oturacaklar. ABD açıkça ve aynı zamanda İran bunun açıklanmasını istemiyor. Ama Türkiye'nin stratejik davranışı onların çabasını ayaklar altına alabilecek. Siyasetin hiç bir zaman bir yüzü olmaz. Yakında diğer yüzünü görmeye hazırlanalım.

Günler geçecek, bu hengame bitecek, ABD başta olmak üzere tüm emperyalistler bölgeden defolup gidecek ve biz istesek de istemesek de, sevsek de sevmesek de komşularımızla baş başa kalacağız.