Çok acil kongre kararı alınsın...
Alındı...
Sonuç: Aday yok.
'Bu takım başkansız kalmaz' algısıyla Tutu ve yönetiminin acil istifa etmesi istenildi...
Ettiler...
Sonuç: Başkansız kaldık...
Tekrar kongre kararı alındı..
Sonuç: Koskoca şehirde ipi göğüsleyecek bir yiğit çıkamadı...

Sağlığında bütün evlatlarını yanında bulan anne babalar elden ayaktan düşüp yaşlanınca, o sahip çıkan evlatlarının kendilerinden uzak durduğunu görünce beni huzur evine bırakın derler. Samsunspor iyi giderken boyunlarında atkılarla protokollerde reklamını yapanlar, kısacası iyi gün dostları tarihimizin en zor sürecinde sahip çıkmayınca, O da 'beni kayyuma bırakın' dedi. Yani o anne babadan farkı kalmadı Samsunspor'un.

Valiliğimizin önderliğinde toplanan 3 Milyon TL civarı para personel maaşları futbolcu ödemeleri derken ancak yetti. Transfer tahtasını açamadık.
Şimdi bir soru...
Erkut Tutu devam etseydi bu tahta açılır mıydı? Bence açılırdı. Dileniyor denildi, diz çöküyor denildi onuruyla gururuyla oynandı, birilerini Samsunspor'un başına getirebilmek adına şehirde algı operasyonu oluşturuldu. Bugün canlı bombayı Valimizin kucağında kalmasına vesile olanlarda çekildi kabuğuna.. Bugün valimiz bir başka ile atansın o zaman görürüz anyayı konyayı..

Eeeee... Hani Samsunsporluyduk…
Bugün kayyumun başına getirilmek istendiği halde Erkut Tutu kesinlikle görevi kabul etmiyor ama Sayın Valimiz kendisinden faydalanıyor ve O'da Samsunspor için elinden geleni yapma gayreti gösteriyor. Erkurt Tutu da bilirdi kabuğuna çekilip ekmeğini kazandığı ofisinde oturmayı. Onunda yanlışları vardı. Şampiyon yaptıkları sezonda işi bilen kilit isimleri yönetime almaması en büyük eksikti. Futboldan anlamayan bazıları hem yanlış yönlendirdiler, hem de yalnız bıraktılar.
Neyse şimdi ne yapabiliriz önemli olan o.
Kayyum yönetimi hazır. Valimiz takımı bu şehirde bu işi bilenlere teslim ediyor. Çok şey kaybetmedik. Tutup tutmayacağını bilemediğimiz transferleri yapmaktansa, ilk devre bize saç baş yoldurtan Samaras, Ayite ve Angan gibi isimlerin takıma daha iyi adapte olduklarını gördük... Birde hocanın Muhammet Beşir inadından vazgeçtiğini düşünürsek, bir transfer döneminde kulübü borçlandırmamış olduk, tek karımız bu.
Geçmişe yönelik kayyum araştırması son on yıl olmamalı... Tarih ya da yıl vermiyorum ama bir sözümüz var hani deriz ya...
Futbolcu fabrikası gibiydik, yine Ertuğrul'lar, Serkan'lar, Celil'ler, İlhan'lar, Tümer'ler, Mehmet Nas'lar, Musa Aydın'lar çıkarttık. Şimdi asıl işin ince ve püf noktası.
Yukarıda saydığım hemen hemen aynı jenerasyonun isimleri ve daha sayamadıklarım, milyon dolarlarla transfer edilip satılacak, kulüp o süreçten sonra hızla borca girip kan kaybedecek. Allah Allah bu işte bir gariplik mi var, yoksa herkes saf ayağına mı yatıyor?
Şimdi yine desteğe ihtiyaç var. Hazıra dağ dayanmaz misali toplanan para çok çabuk biter hatta bitti. Kampanya devam ediyor, unutmayalım bizim bizden başka dostumuz yok...