Son beş altı haftada beş dost acısıyla dağlandı yüreğim; üçü bu şehirde verildi toprağa ikisi başka şehirlerde. İyilik ve güzellik görecedir ve herkesin sevdiği herkese iyi ve güzeldir ama beşi de sadece benim için değil tanıyan herkes için iyilik dolu güzel insanlardı.

Önce Servet Arat'ı verdik toprağa bu kentte, sonra Yücel Türe ve Reşat Kılıçarslan'ı. Bu kentte yaşayıp, bu üç insanı tanıyıp da sevmeyen kimseyi görmedim. Her meşrepten, her meslekten ve her görüşten insanın aynı üzüntüyle bir tabutun karşısında el bağlaması ve aynı acıyı paylaşması çok önemlidir diye düşünüyorum. Geride kalanların tarifsiz acısına teselli olur mu bilmiyorum ama kalanlar için ebedi gurur vesilesidir.

Yücel Türe Bey'in cenazesinde bulunamadım, bir iş için Ankara'daydım. Bazı dostlarımızla konuşmuştuk, anılarını derlemeye karar vermiştik. Bu beyefendi insan aynı zamanda Samsun'da sağ siyasetin yani Adalet Partisi ve Doğru Yol Partilerinin hafızasıydı. O bilgileri derlemek ve geleceğe taşımak kentimizin yakın dönem tarihi için çok önemliydi. Heyhat, ihmalimizle birleşen kader sadece onu değil o bilgileri de aldı bizden.

Reşat Kılıçarslan'ı, o Yerel Gündem 21'de, ben İlkadım Belediyesi'nde çalışırken tanımıştım. Yerel Gündem 21 genel sekreteri Prof. Dr. Yücel Tanyeri Bey'in yardımcılığını yapıyordu. İki zarif insanın bir araya gelmesi çok nadirdir ama bir o kadar da güzel ve yararlıdır. Ben o ikilide o muhteşem birlikteliği görmüştüm. Önce Prof. Dr. Yücel Tanyeri ayrıldı bizden, emekli oldu, İzmir'e taşındı. Ardından da Reşat Kılıçarslan terk etti bizi.

Röntgen mütehassısı Vehbi Aydemir askeri doktordu. Burada doğmamıştı, burada da vefat etmedi ama bu topraklarda yaşamıştı belli bir süre. Aslen Gümüşhaneliydi. Yaşı benim gibi altmışı aşanlar bilirler. İyi bir hekimdi ama benim için her şeyden önce çok iyi bir dosttu, hem de aile dostu. Acı haberi hafta içinde Dr. Naci Şen Bey verdi. Onun hem silah arkadaşı hem de meslektaşıydı. O da Vehbi Ağabey gibi bu kentte doğmamıştı, bu kente sonradan gelmiş ama Vehbi Ağabey'den farklı olarak bu şehirde kalmıştı. Hele ki de kalmış, O da bu kentin kazanımlarından, bu kente değer katanlardan.

Ve bir de Sivas'tan bir acı haber. Sivas Barosu avukatlarında sevgili Rafet Öztürk'ün yüreğimi yakan ölüm haberini bir başka Sivaslının, Sacit Hocaoğlu Ağabey'in sosyal medya paylaşımından öğrendim. Hem İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden hem de Sivas Talebe Yurdu'ndan arkadaşımdı. Uzun yıllar mücadele ettiği asrın hastalığına geçen hafta yenik düşmüştü.

Yaşlanmanın kötü yanı dostları birer birer kaybetmek, iyi insanların bu fani dünyayı geride güzel anılar ve aynı zamanda tarifsiz acılar bırakarak terk etmesidir. İyi yanı da yeni güzel insanların dünyaya gelişine, büyüyüşüne, gidenlerin yerini doldurup dünyayı daha da güzelleştirmelerine tanıklık etmektir. Ben gidenlerin bağrımda açtığı yaraları gelenlere bağladığım umutlarla sarıyorum.