Şehit cenazeleri ateşin düştüğü yerdir. Ateşin düştüğü yerde ise en çok yanan şehitlerin anneleridir. Son 26 yıl içerisinde buna en çok tanıklık eden bir şehit yakınıyım. Şehit annesi olan annemden biliyorum ki anne yüreği bir yanarsa çok başka yanıyor. O acılı yüreklerdeki yangın hiç sönmüyor. Evladını şehit veren annelerimizin gözyaşları hiç bitmiyor.

Afrin'de şehit düşen 26 yaşındaki Astsubay Kıdemli Çavuş Göksu Şafak Şahin'i 18 Şubat 2018'de. sonsuzluğa uğurlamak için ailesi ile birlikte Havza ilçemizin Demiryurt mahallesindeki mezarlığa gittik. Daha önce yine aynı mezarlıkta bir şehidimizi daha sonsuzluğa uğurlamıştık. Bu coğrafyada şehitlerimiz bitmiyor .Bir köy mezarlığına yaklaşık iki yıl arayla yeni bir şehit defnetmek hepimizin canını acıtıyor. Bize kolay gelmeyen bu defin işlemi evlatlarını sonsuzluğa uğurlayan ailelerimizi tümden yakıyor.Şehit cenazelerine kulaklarımızın ve gözlerimizin tanıklığı yüreğimizi acıtıyor. Saçının bir teline bile dokunmaya kıyamadıkları evlatları kara toprağın kara bağrına bırakılırken çaresizce bakan anne ve babanın içinde bulundukları ruh hali hepimizi derinden üzüyor. Hiçbir anne ve baba evladının kendisinden önce bu dünyadan göçüp gitmesini istemez.. Şehit acısının merkezindeki şehit anne ve babaları hepimizi etkiliyor. En çokta daha önce bir yakınını şehit vermiş olanlar etkileniyor .Keşke evlatlarımız, kardeşlerimiz ,yakınlarımız, komşularımız, hiçbir vatandaşımız şehit düşmese de bu acılar son şehit acılarımız olsa istiyoruz…Onları sonsuzluğa uğurlamak kolay olmuyor. Bu ülke çok bedel ödedi. Şehit anneleri çok büyük acılar yaşıyor. Artık şehit vermesek ,Artık yeni şehit anneleri olmasa istiyoruz. Ama olmuyor her tarafımız hain kaynıyor .Bu vatan elbette korunacak. İşte bunun için şehitler veriyoruz. Ülkemizin bekası için asker ve polislerimiz şehadet şerbeti içiyor. Havzalı Şehit Astsubay Kıdemli Çavuş Göksu Şafak Şahin'de bu uğurda can verdi. Şehidimizin Demiryurt mahallesinde yapılan defin törenine katılan anne ve babasının yüreğindeki yangın adeta dışa vurmuştu. O şehit annesi Reyhan Hanım şehidimizin tabutuna sarılan Türk bayrağı bir bakanımız tarafından aileye takdim edilirken aynen şunları söylüyordu. Şehit annesi diyordu ki 'Mustafa biz bu acıya nasıl dayanacağız' (Mustafa şehidimizin babası) Bu konuşma yaşanırken porotokol da bulunanlar şehit annesine ;'Ne mutlu sen şehit annesisin 'diyorlardı. Ben de bir şehit yakını olarak söylemek istiyorum ki... Daha fazla empati yapalım. Daha fazla empati yaparsak evlerimize çekildiğimizde o büyük acıyı da, şehitlerimizin annelerini de bir daha unutmayız. Hep birlikte bu acıları azaltmak için bir çare ararız. Bu acıları bitirmenin bir çaresi yok mu? Bütün şehitleri ,hepimizin şehidi olarak görmek zorundayız. Hiç birisini ayıramayız. Hepsine minnettarız. Ruhları şad ,mekanları cennet olsun.

Şehidimizin annesi Reyhan Hanım'ın acısı hepimizin ortak acısı…Bu acılara birlikte dayanmak zorundayız. Hiçbir haini, hiçbir teröristi sevindirmemek için dik duracağız. Biz bir ve beraber olup şehitlerimizin annelerinin yanında duracağız ki ,şehidimizin annesi Reyhan Hanım şehit acısına dayanabilsin. Vatanımız için canını feda eden şehitlerimizin annelerinin yanında durulmaz mı?Minnettarız…