28 Şubat 1997 tarihi önemli bir gündür.

Kapalı kapılar ardında sivil ve askeri cunta tarafından hazırlanıp zorla hükümete kabul ettirilen 18 madde tarihimizin kara bir sayfasını oluşturmuştur.

Geçmişe dönük özgürlük alanlarını kapatmaya yönelik bu kararlar gelen hükümetlerce tam bir kaos ortamına dönüştürülmüş ve milyonlarca gencimizin ve beynimizin heba olmasına neden olmuşlardır.

28 Şubat sürecini tetikleyen o günkü basın; '(Genelkurmay Başk.)Gerekirse silah bile kullanırız' derken FETÖ lideri de, 'Beceremediniz artık bırakınız' sözlerini büyük gazeteler manşetlere taşımaktaydı.

O günün başbakanı merhum Erbakan'a, dolayısıyla o günkü İst. Belediye Başk. ve bugünkü Sayın Cumhurbaşkanımıza bırak ve git diyenler, ne acıdır ki, bu iktidar tarafından kendi hainlerini en yüksek devlet görevlerine getirdiler. Buna rağmen uslanmayıp ihanet ettiler.

Ormanı kesen ve doğrayan baltanın sapı kendisinden imiş ya…

28 Şubat için, 'bin yıl sürecek' diyen generaller şimdilerde neredeler acaba?

Aldıkları kararlar da kendileri gibi fani olmuşlardır.

28 Şubat kararları incelendiğinde hepsinin ortak paydasının dine karşı olduğu görülür.

Ve görülmüştür ki, inançlı nesil yetiştirme amacıyla açılmış İmam Hatip okullarını kapattıkları- budadıkları gibi bu ve bunun gibi meslek okullarında okuyan çocuklarımızın katsayı zalimlikleriyle önlerini kesmişlerdir.

Böylelikle milyonlarla ifade edilebilecek genç beyinler saf dışı edilmiş yani harcanmıştır.

İngilizler, Yunanlılar, Ruslar vb gibi düşmanlar çocuklarımızı kılıçla yok ederlerken bizim yerli hainlerimiz de çocuklarımızı katsayı süngüsüyle ikballerini öldürmüşlerdir.

28 Şubat travmasının ailelerde ve geçlerimizde oluşturmuş olduğu travma hala devam etmektedir.

Çünkü mağdurlar hala bu toplumun içinde yaşamaktadırlar.

Bu en az 100 yıl devam edecek ve buna sebep olanlar lanetle anılacaklardır.

Onların torunları dahi utanacak ve öbür dünyada da ayrıca hesabı görülecektir.

28 Şubat mağdurlarına selam ile…