Evet, Dünya Kadınlar Günü.

1910 yılından beri Sosyalist Enternasnasyonal'den başlayıp ABD ve Birleşmiş Milletlerce tanımlanan bugün, aslında emeği sömürülen kadınların dünya genelindeki başkaldırışıdır.

Yani kadının zulme , sömürüye ve istismara karşı direnişidir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadının erkekle eşitlik iddiasının mücadele günüdür.

Bu mücadele, başlarken kaybedilmiştir. Ve her gün bu kayıp giderek artmakta ve yara derinleşmektedir. Ama onlar kazanma adına yürümektedirler.

Dünya kadınları, mücadelesini verdikleri haklarının güvencesi kimdir, hangi otoritedir?

Anayasalar mı?

Birleşmiş Milletler mi?

Hükümetler mi?

Bakanlar mı?

Genel Müdürler mi?

Eşleri mi?

Bin bir sancılarla taşıyıp doğurdukları ve yine bin bir zorluk ve fedakarlıklarla büyüttükleri çocukları mı?

Yoksa sığındıkları devlet konutları mı?

Peki, bu kişi yada kurumlar kadınları; cinsel obje olmaktan kurtarabiliyor mu?

Her yıl boşanan on binlerce kadının mağduriyetini giderebiliyor mu?

Eşleri yada başka kişilerce dövülen, bazen de sokağa atılan kadınları kurtarabiliyor mu?

Vücudunun ve emeğinin istismarının önüne geçebiliyor mu?

ASLİ GÖREVİ OLAN ANNELİĞİNİ YAPABİLİYOR MU?

SİZ EY KADINLAR ! HALA EŞİTLİK Mİ ADALET Mİ? ALLAH ADALET VADEDİYOR, SİZ İSE EŞİTLİK İSTİYORSUNUZ. KENDİ ELLERİNİZLE KENDİNİZİ YAKMADAN SİZİ DE ERKEKLERİ DE YARATAN ALLAH'A KULAK VERİNİZ.

EŞİTLİK DİYORSANIZ ÇOCUK DOĞURMADAN BAŞLAYIN Kİ, İŞİN BAŞINDA KAYBETMEYESİNİZ. SİZE SELAM VE SAYGI DİYORUM. ALLAH'A EMANET OLUNUZ!