Genel Yayın Yönetmenimiz Necdet UZUN ne güzel betimlemiş köşesinde:

'Adamın Dibi Kaya Abi'

Ustanın söz söylediği yerde söz düşer mi bize?

Hay Allah!

Düşer mi acaba?

Sanırım bu kişiye 'amca' diyorsam azıcık düşer.

Kaya Akal, öz amcamın kadim arkadaşıydı.

Kendisine 'Kaya Amca' derdim.

Severdim-sayardım.

Bayramlarda arardım.

Halını hatırını sorardım.

***

Kaya Akal ile ilk tanışmamız Karadeniz Postası Gazetesinde çalışırken olmuştu.

Yazı İşleri Müdürüm İrfan Yankutan, bendenizi Kaya Akal'a göndermişti.

Gençlik ve Spor İl Müdürüydü.

Spor ile ilgili demecini dinlemiş; ilk spor haberimi o zaman yapmıştım.

***

Gazeteciliği bıraktıktan sonra da Kaya Akal ile zaman zaman görüştük.

Resmi bir kurumun Kültür ve Spor İşleri Müdürlüğünü yapıyordum.

Tecrübelerinden feyz alıyordum.

Değerli büyüğüm Şahin Eker'den de öyle.

***

Kaya Akal ile Kastamonu'da görevli iken de görüşmüştük.

Ilgaz Dağı'na çıkmıştım.

O günü Cumhurbaşkanımız Turgut Özal rahmetli olmuştu.

Tüm spor faaliyetlerine ikinci bir emre kadar ara verilmişti.

Bayrağımızı yarıya kadar indirmiştik.

***

Son zamanlarında hastaydı.

Hastaneye çiçek gönderdiğimde 'Teşekkür' telefonu etmişti.

'Ziyaretine de bizzat geleceğim' demiştim.

'İyiyim ben sağ ol.' demişti.

Kara haberi gelmişti!

***

Cenazesi çok kalabalıktı.

Herkes oradaydı.

Cenaze namazını kıldık.

Bir kez daha haklarımızı helal ettik.

-Helal olsun.

-Helal olsun.

-Helal olsun.

***

Şimdi Kaya Akal amcamız aramızda yok.

İçim yanıyor!

Keder ile yas arasında yüreğim, üzüntüden derin nefesler almaya çalışıyor.

Dilimden dualar dökülüyor…

Ölüm karşısında, hayırla anmaktan başka bir şey elden gelmiyor!

Tüm sevenlerine, akrabalarına, yakınlarına, mesai arkadaşlarına ve spor camiasına sabırlar diliyorum.

Kaya Akal gibi büyüklerimizi, değerlerimizi unutmayalım diyorum…

Ruhu şad olsun.