2017 yılında sanayi üretimdeki artış, ekonomide büyümenin yolunu açtı.

Türkiye İstatistik Kurumu, 2017 yılı Aralık ayında ve yılın tamamında sanayi üretimdeki gelişmeyi gösteren verileri açıkladı.

Açıklanan veriler 2017 yılında sanayi üretimde önemli bir canlanma olduğunu gösteriyor.

Sanayi üretim endeksine göre 2016 yılında ortalama yüzde 1.8 olan sanayi üretimi artışı 2017 yılında yüzde 6.3'e yükseldi.

Sanayi üretimi ekonomide büyümenin lokomotifidir. Sanayi üretimi arttıkça büyüme de artar.

Yüzde 6.3 oranında sanayi üretimi artışı, 2017 yılında büyümenin yüzde 7 dolayına ulaştığını işaret ediyor.

2017 yılında toplam sanayi üretimi yüzde 6.3 artarken, dayanıklı tüketim malındaki artış yüzde 10.0, dayanıksız tüketim malındaki artış yüzde 3.1 oldu.

Dayanıksız tüketim malı, tüketicinin yaygın olarak, yaşamını sürdürmek için tükettiği ürünleri oluşturuyor. Gıda harcamaları ağırlıklı olarak giyim, temizlik malzemesi gibi ürünler dayanıksız tüketim malı olarak adlandırılıyor.

Dayanıksız tüketim malı üretimindeki artışın küçük olması, alt gelir grubunun tüketim talebindeki yavaşlamayı işaret ediyor. Nüfusun büyük kısmının alt gelir grubunda olması ve dayanıksız tüketim malına olan talebindeki azalma ile birlikte yurt içinde oluşan küçük esnaf ve buna bağlı olan sanayi ürünlerinin üretiminin azalması birçok grubu çok etkiler. Dayanıklı tüketim malı 5-10 senede bir alınır ama dayanıksız tüketim malı bittikçe alınması zorunludur. Özellikle devletin KDV başta olmak üzere birçok vergide kaybının ana unsuru olabilir.

Genelde üretim artışı önceki yılın çok üzerinde.

2016 yılında imalat sanayinde ortalama üretim artışı yüzde 1.4 idi. 2017 yılında yüzde 6.4 oldu.

Sektörlere göre üretim artışında farklılık var. Gıda üretimindeki artış yüzde 5.2, tekstildeki artış yüzde 3.7, giyimdeki artış yüzde 1.6 oranında.

Dikkati çeken imalat sanayinde ortalama artış yüzde 6.4 iken, motorlu kara taşıtları sanayi üretim artışının yüzde 14.0, mobilya sanayinde üretim artışının yüzde 15.7 olması.

Mobilyada özellikle KDV oranının düşürülmesi ve satışların buna bağlı olarak arttığını görmek gerekir. Devlet kendi gelirinden feragat ederek mobilya sektörüne yaklaşık%20 gibi bir destek çıkmıştır. 2018 itibarı ile biten bu destek aslında sektöre bir durgunluk getirecektir. Sektör bu boşluğu doldurmak için ihracat başta olmak üzere yeni pazarlar arayışına girmelidir.

2017 yılının üretim artışı göstergeleri, kredi ve vergi teşviklerinin 2017 yılında sanayinin canlanmasını sağladığını gösteriyor.

2017 yılında ekonominin her şeye rağmen yüzde 7 oranında büyüyecek olması önemlidir.

Daha da önemlisi, sanayideki üretim artışının 2018 yılında da devam etmesidir.

Kredi Garanti Fonunun geçenlerde açıklanan bir verisine göre geçen yıl fon üzerinden 200 milyon tl den fazla bankalar vasıtası ile kredi kullandırılmıştır. Bu bir bakıma 15 Temmuzdan sonra zorunlu olarak yapılması gereken bir ekonomik müdahaleydi. Hükümetin bunu iyi okuması gerekir. Bir ülke vergi ile kalkınmaz, bir ülke üretimle, yatırımla, ticaretle, tarımla, turizmle, sanayi ile kalkınır. KOBİ'nin üzerinden vergi yükünü biraz kaldırdığında derhal pozitif yönde ülke menfaatine gelişme oluyorsa oturup düşünmekte fayda vardır. Şubat sonunda çiftçiye mazot desteğinden bahsedildi ama hala ortada uygulamaya ilişkin hiçbir çalışma yok.

Hükümet etmek demek adaletli olmak, sözünde durmak ve devamlılıktan geçer. Yoksa metal yorgunluğu her daim herkes için geçerlidir.