Köşe yazılarımızı takip eden okurlar sıklıkla söylediğimiz ve tekrar ettiğimiz 'çok emek vermeden, kısa yoldan köşe dönme' felsefesinin ülke ahalisi üzerine Turgut Özal'la birlikte yapıştığını, bir sosyolojik vaka olarak üzerimizden atamadığımızı sıklıkla ifade ettiğimizi bilirler.

Son haftalarda iyice su yüzüne çıkan ve gündemi meşgul eden Toparlak bir oğlanın binlerce kişiyi dolandırıp kaçması aslında bir sonucun göstergesidir. Elinde az bir birikimi olan ve yatırım yapıp para kazanmak isteyen milyonlarca vatandaş var ve bu durum bunların bu masum isteklerini kendi kötü emellerine alet etmek isteyenler için bulunmaz bir ortam oluşturuyor.

Kastelli, Banker Yalçın, Banker Bako gibilerle başlayıp Yimpaş, Kombassan, Jet Fadıl'la devam eden, saadet zinciri birçok oluşumla süren yapının son halkasıdır Çiftlikbank ve Bitcoin türü sanal para hareketleri! Çünkü bu kapitalist sistemde herkes kendini bir yönlendirmenin içinde buluyor ve sürü psikolojisi ile hareket ediyor.

Çiftlikbank özelinde durumu analiz eden Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Mehmet Aydın ve 'Çiftlik Bank'ın bu kadar insanı yüksek kazanç vaadiyle nasıl kandırabildiğine ilişkin şu 4 maddeyi sıralıyor: 'Sürü psikolojisi, sosyal itaat duygusu, realite körlüğü ve duruma uygunluk...

Habertürk TV'de konuşan Tarhan, Mehmet Aydın'ın önce ücretsiz tavuk verme gibi yöntemlerle güven duygusu kazandığını, insandaki sosyal itaat duygusunu ve sürü psikolojisini harekete geçirdiğini düşünüyor. Tarhan, bir süre sonra sisteme katılan insanların "Bu kadar insan para yatırıyorsa bu kadar kişi aptal olamaz" düşüncesine kapıldığını söylüyor.

"Duruma uygunluk varsa realite körlüğü oluşuyor" diyen Tarhan terör örgütü PKK'nın gündemde olduğu dönemde insanların telefon dolandırıcıları tarafından 'Hesaplarınız terör örgütünün eline geçmiş' sözleriyle dolandırılmasını bu duruma örnek olarak gösteriyor.

Tarhan "Mesela şimdi bitcoin'le ilgili bir algı var. O algıyı alıyor, duruma uygunluk haline getirip kullanıyor. Mesela 'Bak bitcoin nasıl yükseldi' diyor" diye konuştu.

'İNSANLARI OYUNUN PARÇASI HALİNE GETİRİYOR'

Çiftlik Bank'ın bitcoin'in yükselişi üzerinden aslında bu şekilde para kazanmanın normal olabileceğine insanları inandırdığını vurgulayan Tarhan'ın Çiftlik Bank'la ilgili bir diğer yorumu ise insanları oyunun parçası haline getirmesi.

SON AŞAMA: KORKULAR

Tarhan şöyle devam ediyor: Kişilerin zaafları ve korkuları devreye sokuyor. Bir süre yatırım yapan insanlar bu kez parayı kaybetme korkusuyla daha fazla yatırıma devam ediyor. Daha fazla kişiyi sisteme katmaya çalışıyorlar.

Yakınlarına bunu abartılı şekilde övüyorlar. Aldatmanın parçası haline getiriyorlar. Çok planlı bir hareket var. Güven oluşturarak aldatmaya karşı insanlar eleştirisel düşünceyi öneriyoruz.

Eleştirisel düşünce bizim toplumumuzda çok kullanılmayan bir ilke. Özetle şöyle diyelim. Batı bununla ilgili önlem almış. 2008 krizinden sonra İngiltere'de Ticaret Dürüstlüğü Ofisi kurulmuş.'

Görüldüğü gibi olayın sosyolojik boyutu çok derinlere gidiyor ve toplumun yapısı ile derin bağlar oluşturuyor. Bu tür sahtekarlara en çok parayı cahil, okumamış, mütedeyyin vatandaşlar kaptırıyor. Çünkü bu insan yığınları eleştirisel düşünce sistemini oluşturacak alt yapıya sahip değildir. Okumuyor, araştırmıyor, hep güvendiği birilerinin aklı ve söylemleri ile hareket ediyor ve sonunda daima kaybeden bunlar oluyor. Hele bir de olaya din, ezan, kuran, bayrak sosu katılırsa sorgu, sual hepten kenara atılıyor. Çiftlikbank son değildir, bu kafa yapısı devam ettiği sürece her alanda yenileri muhakkak olacaktır.