Her ayrılığın ardından gelen ilk yazıda 'Nerede kalmıştık' diye sormak moda ya ben de bir sağlık sorunundan kaynaklanan bu 'kısa ayrılık' sonrası yazıma aynı soruyla başlayacağım: 'Nerede kalmıştık?'

Hastaneye düşmeden önceki son yazımın son cümlesi bir soruyla bitiyordu: 'Hangi değirmende, müze yapılmak için satın alınan Sekizgöz'de mi Geyikli Değirmende mi?' Bu da neyin nesi ya da bu ne sıradan, ne anlamsız bir soru demeyiniz lütfen; gerekli bir soru, en azından bir milyon TL değerinde bir soru. Herhangi bir şahsın, bir yabancının değil bu milyon TL, sizin, bizim paramız.

Samsun Büyükşehir Belediyesi bir süreden beri bir 'tarih ve kültür projesi' yürütüyor. Güzel bir proje, başlatanları ve yürütenleri kutlamak gerek. Ancak bu önemli projenin yalanlardan ve yanlışlardan arındırılması için de son derece dikkatli olmak, tüm endişeleri dile getirmek ve dikkate almak da gerekli.

Eski Havza-Ankara ya da eski Havza-Amasya yolunun yaklaşık sekiz kilometre güney batısında metruk bir un değirmenidir Sekizgöz Un Değirmeni. Samsun Büyükşehir Belediyesi 'Ata Yolu' ya da diğer adıyla 'Kurtuluş Yolu' üzerinde bulunan bu metruk değirmeni 'Milli Mücadele Müzesi' yapmak amacıyla oldukça ciddi bir parayla satın aldı. Şimdi restorasyon ve çevre düzenlemesi söz konusu, yani daha bir hayli harcama yapılacak. İlk başlarda 'Mustafa Kemal Paşa ve Hüseyin Rauf Bey'in 1919 Haziran'ında bu değirmende gizlice buluşarak Milli Mücadele planlarını hazırladıkları' dillendirilmişti. Aslı yoktu; Bahriye Eski Nazırı Hüseyin Rauf Bey ve 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa Havza'ya, Mustafa Kemal Paşa'nın ayrılmasından sonra 18 Haziran'da ulaşmışlar, geceyi sahte kimliklerle ve bir değirmenin 'çarkları arasında saklanarak 'geçirdikten sonra Mustafa Kemal Paşa ile 19 Haziran'da Amasya'da buluşabilmişlerdi.

Yanılmak insana hastır, marifet yanlıştan dönmektedir ve Samsun Büyükşehir Belediyesi artık ilk tezinden, kendisine sunulan o yanlıştan dönmüştür. Mustafa Kemal Paşa orada kalmamıştır ama -gelinen noktadaki değerlendirmeye göre- Havza-Amasya yolculuğunda bu değirmenlerden birisinde mola vermiş, ahaliyle konuşmuş! Şimdi sorulması ve yanıtlanması gereken soru bu molayı nerede verdiği ya da Milli Mücadele'nin iki büyük kahramanı Hüseyin Rauf Bey ve Ali Fuat Paşa'nın 'saklandığı değirmenin' hangisi olduğudur. Zira kaynaklara ya da anlatılanlara bakırlırsa üç değirmen söz konusudur. Önce ikisini taşıyacağım gündeme: Sekizgöz Un Değirmeni mi yoksa Geyikli Un Değirmeni mi?

Şu satırlar, bu projenin dnışmanlarından Baki Sarısakal'ın 'Belge ve Tanıklarla Samsun'dan Ankara'ya/19 Mayıs 1919- 23 Nisan 1920' adlı kuşe baskı, lüks cildi kitabının 432'inci sayfasından:

'Yolda Merzifon yolunun birleştiği Geyikli Değirmen'de (daha sonraları Benderli Un Fabrikası) bir süre dinlenen Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları öğle emeğini kendi beraberlerindeki hazır yemeklerle burada yediler ve Ali Fuat Paşa da Ankara'dan nefer kıyafetiyle gelerek burada kendilerine katıldı.'

İkinci bölümü tamamen yalan, en azından mutlak yanlış. Daha önce de yazdığım gibi Ali Fuat Paşa ve beraberindeki Hüseyin Rauf ve Süreyya Beyler Mustafa Kemal Paşa'ya Havza'da değil Amasya'da mülaki oldular. Bunu Baki Sarısakal da biliyor,16 sayfa sonra aynı kitapta işin doğrusunu da Nutuk'tan alıntılarla yazıyor. Şu satırlar da o yalan ve yanlış deposu kitabın 448'inci sayfasından:

'Gerçekten Fuat Paşa dediğim gibi Havza'ya doğru yola çıkar. Ama bazı zorlayıcı nedenlerden dolayı, hemen Havza'dan ayrılıp Amasya'ya gitmem gerekmişti. Fuat Paşa Havza yolunda durumu anlar ve Amasya'ya yönelir.'

Konu tarih olmasa, harcanan para kamunun parası olmasa güler geçerimdim. Ama konu tarih ve kendi kendisini yalanlayan bu şahıs Büyükşehir Belediyesi'nin bu son derece önemli projesinin hala en etkili danışmanıdır. Ne yazık ki Samsun Büyükşehir Belediyesi onu hala ciddiye alıyor, en azından öyle görünüyor ve bu kentte yaşayan kimi insanlar da işin doğrusunu bilmelerine rağmen ya Belediye ile ters düşmemek ya da o şahısla aralarındaki eski hukuk hatırına susuyorlar. Bu konu tarihimizle ilgilidir ve suskun kalınamayacak kadar önemlidir. Herkes sussa da ben susmayacağım. Hem itirazlarıma hem de yazmaya devam edeceğim.

Erbabı ve ilgilileri Sekizgöz mü Geyikli mi diye tartışa dursunlar ben yarın da bir başka soruyu taşıyacağım gündeme. Bakalım ona ne diyecekler?