Şükürler olsun, bizimkinin yani şu yalan ve yanlışların yazıcısı Baki Sarıksakal'ın ve okumadığı, araştırmadığı için duyduğu her yalana ve yanlışa itibar eden birkaç sözde yerel tarihçinin dışında bu memlekette 'Ali Fuat Paşa ve Hüseyin Rauf Bey'in Atatürk'le Havza'da buluştuğuna' inanan ve iddia eden bir Allah'ın kulu kalmadı.

Herkes o tarihi buluşmanın Amasya'da gerçekleştiğini biliyor ve kabul ediyor. Yine konuyla ilgilenen herkes Hamidiye Kahramanı ve eski Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Beyle 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa'nın 18 Haziran gecesini Havza yakınlarındaki bir değirmenin 'çarkları arasında' geçirdiğini de biliyor. Burada sorun yok, sorun, bu değirmenin hangisi olduğunda.

Ali Fuat Paşa 'Milli Mücadele Hatıraları'nda 'Geceyi değirmende geçirerek sabahleyin erkenden Amasya'ya müteveccihen yola çıktık' der. Hüseyin Rauf Bey de anılarında o geceyi de kapsayan Ankara- Amasya yolculuklarını oldukça detaylı anlatır. Rauf Bey'in şu ifadeleri konumuza açıklık getirecek önemli işaretler vermektedir:

'Şehir, kasaba hatta köylere uğramayıp, kimseye görünmemeye son derece dikkat ederek yol alıp gidiyorduk. Hemen hemen hiçbir noktada esaslı bir mola vermeden, hareketimizin altıncı günü Havza'ya yaklaştık. Amasya-Havza yolu üzerinde bulunan Çeltik Boğazı'na vardığımız zaman orada menzil noktası subayından Mustafa Kemal Paşa'nın (Havza'dan) ansızın ayrılarak, Amasya istikametine güneye hareket etmiş olduğunu öğrendik.'

Şu 'menzil subayı' ifadesine bir mim koyarak, Hüseyin Rauf Bey'in anılarına devam edelim: 'O geceyi Çeltik Boğazı'ndaki değirmenlerden birinin çarkları arasında geçirdik. Ertesi günü gönderilen otomobille tekrar yola çıkarak Amasya'ya vardık. Burada şehir dışında, Amasyalılarla birlikte bizi karşılayan Mustafa Kemal Paşa ile buluşarak, misafir edildiğimiz kumandanlık dairesine gittik.'

Söz konusu otomobili Amasya'dan gönderen Mustafa Kemal Paşa, getiren de Mustafa Kemal Paşa'nın yaveri Cevat Abbas'tır. Cevat Abbas (Gürer) anılarında 'Amasya'dan epeyce kuzeyde ve Vehip Paşa değirmenleri denen mahalde muhterem General Ali Fuat Cebesoy ve arkadaşlarıyla karşılaştığını' ve otomobile alarak Amasya'ya gittiklerini yazar.

Şimdi şu 'menzil subayı' ifadesine tekrar dönelim ve kısa bir açıklama yapalım sonra da o ifadeyi şu 'Vehip Paşa değirmenleri' ile birlikte değerlendirelim. Menzil teşkilatı Osmanlı askeri yapılanmasında ulaştırma ve ikmal hizmetlerini yürüten teşkilattır, menzil subayı ise o teşkilatta görev yapan subaydır. Gelelim Vehip Paşa'ya ve Vehip Paşa değirmenlerine. Yanya kahramanı Vehip Paşa, Birinci Dünya Harbi'nin sonlarına gelindiğinde 3. Ordu kumandanıdır ve Havza yakınlarındaki Beşgöz Un Değirmeninin büyük hissesi onun döneminde ordu tarafından satın alınmıştır.

Türk Ordusu o tarihte Havza yakınlarında bir un değirmenine sahiptir ve Havza'da bir menzil subayı vardır ama ne hikmetse Amasya yolcuları Beşgöz dururken Sekizgöz'de kalmaktadır. Olacak iş mi Allah aşkına? Büyükşehir Belediyesi'nin özünde son derece doğru olan ama uygulamada bir takım yalan ve yanlışlarla aslından saptırılmak istenen projesinin bir an önce bu tasallutlardan kurtularak bilimin süzgecinden geçirilmesi, yalanlardan ve yanlışlardan bir an önce arındırılması gerekmektedir. Bu tarihi bir hizmet olacaktır.