Üretim yapıp, katma değer yaratıp, istihdam oluşturalım derken bu yolda kendisini sabırsızlıkla bekleyenlerden habersizdir imalatçı.

Sürprizler fabrika arsası alımında başlar.

Ekilip, biçilmeyen , çorak arsaya fabrika yapabilmek için talip olunca arsanın fiyatları görülmemiş bir biçimde yükselir (Rantçılar) , yapılacak projeyi ve çevresel etkilerini derinlemesine incelemeden çevresel etkileri gündeme getirilir. (Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan çok bilmişler)Öngörülen maliyetler ve süreçler aşılarak arsa alımı tamamlanır.

Sıra projelendirme ve yapıma gelir. Yapımda büyük bir bölümü kullanılmayacak kağıtlara ve onaylarına (!..) ciddi ücretler ödenir. Özellikle onay sürecinde onay mercilerinin bitmek bilmeyen istekleri ve tarife dışı beklentileri canından bezdirir imalatçıyı. İşin başında vazgeçsem mi diye düşünür , bazıları da vazgeçer. Çoğu bu çileyi sineye çeker.

İşe Başlamadan Önce İstihdama Başlar

Muhasebeci , Avukat , İSG derken daha banttan ürün çıkmadan istihdama başlar. Bir yandan fabrika yapımı devam ederken , biryandan da ücret ödemeye başlar. Fabrika için gerekli makine,ekipman ve teçhizatın bağlantılarını yapar. Genelde bu süreçte planlanan bütçe aşılır ve bankanın yolu tutulur. Bankalar da dört gözle imalatçıyı beklemektedir. Ağırlaştırılmış teminatlar (Bilanço Dönemi Geçsin bakarız yaklaşımı) , kefiller ve güzel oranlarla borçlandırır imalatçıyı.

Sırada Belge Ticareti Beklemektedir

Yapılacak üretimin türüne göre oldukça yüksek sayıda belge ve üyelik oluşturması gerekir imalatçının. O'nu en çok zorlayacak olan AB uyum mevzuatı kapsamında her çeşit ürün için alması gereken ve testlerinin bir çoğu yurt dışında yapılan CE belgeleridir. Oysa bu süreçte devletin destek mekanizmaları vardır ancak imalatçı bunu bilemez , kimse de O'na bu yolu gösterme gereği hissetmez. Üyesi olduğu kuruluşların da zaten böyle bir derdi yoktur çoğunlukla.

Enerjisi Bitmek Üzeredir

Gelinen süreçte imalatçının enerjisi alarm üretmeye başlamıştır. Çoğu bu süreçte sağlığını kaybeder, kronik hastalıklara yakalanırlar. Fabrika için istidam oluştururken kapıdaki güvenlik için binlerce başvuru oluşurken CNC Operatörlüğü , Pres Operatörlüğü , Kaynakçı vb için neredeyse hiç başvuru olmaz. O zaman anlar nitelikli teknik personel sıkıntımızı, açmazımızı !... Mecbur kalır , ilgili kurumlarla düz personeli nitelikli hale getirebilmek için kurslar açmaya.

Bırakıp Gidemez

Türkiye'de imalatçı olabilme gerçeğini anlar ancak bırakıp gidemez , gitmez. İnatçıdır , odaklanmıştır. Tüm birikimini ortaya koyduğu fabrikayı çalıştıracak , üretim yapıp, katma değer yaratıp, istihdam oluşturacaktır. Tıp Bilimi imalatçılık hastalığına henüz tanı koyabilmiş değildir. Genetik midir , bulaşıcı mıdır hakkında çok şeyler söylenir fakat ortada bir bilimsel tespit yoktur.

Yıkılır

Geleceğini ortaya koyarak çıktığı yolda ürünlerini üretmeye başlar. Çocuğu olmuş gibi sevinir mutlu olur ürünlerini görünce. Yaşadığı memlekete yatırım yapmış , katma değer yaratıp, istihdam oluşturmuştur. Sahayı gezmeye çıkıp duruma bakınca kendi ürünlerinin yerine raflarda Çin , Avrupa vb ürünleri görünce yıkılır , kendini sorgular. Nerede hata yaptım diye? Bu süreci çoğu kolay kolay atlatamaz. (Küreselleşme)

Evet değerli okurlar , gerçekten Türkiye'mizde zordur imalatçı olabilmek , üretim yapabilmek.

Onların yerine kendimizi koyarak anlamaya çalışmadığımız sürece , Onların sorunlarında çözüm üretmeye çalışmadığımız sürece Kelaynak kuşları gibi nesilleri tükenip gidecek. İşte o zaman ne finans sektörümüz ne de başka bir sektörümüzün manası kalmayacak. Çünkü üretim , imalat ekonomimizin temeli , göbeği her şeyidir.

Sağlıcakla...