Politikanın ahlakı, politikacıların ahlakının toplamından meydana gelmiştir.

Özgür irade ile seçilmiş her politikacı, onu seçmiş seçmenlerin ahlakının toplamı kadar ahlaklıdır desek pek yanılmayız.

'Siz nasıl iseniz öyle yönetilirsiniz, kişi arkadaşının dinindendir' Hadis-i Şerifler yanında atalarımız da, 'arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim' demişlerdir.

Bu ahlak anlayışı Türkiye'de var mıdır?

Sağ- sol ayırımını yapmıyoruz. Sağcılar ahlaklı da, solcular ahlaksız mı? Yada bunun tersi söz konusu mudur?

Hayır!

Türkiye'de kağıt üzerinde yazılı sağ, sol ve İslami ahlak ilkelerini kim yaşıyor ? Ki milyonların karşısında benimsediğini söylediği ahlaki ilkeler doğrultusunda politika yapmış olsun.

Türk politik hayatında insanın değeri yoktur. Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle, 'Hayırda yarışmak' olması gereken politika , politikacıların birbirlerinin şerefine ve namusuna kastetme timine dönüşmektedir.

İnsanın onurunun fiyatı bir oyu aşması mümkün değildir. Bir politikacının değeri, sizce bir oydan fazlaya pazarlanır mı?

Belirtelim ki, politikacılar arasında meydana gelen bu ahlaki zayıflık, temsil ettikleri tabana kavga ve kutuplaşma olarak intikal eder.

Artık iş, tilkinin kuyruğunun suya değip değmediği kavgasına dönüşür.

Hayırda değil, şerde, iftirada ve yalanda yarış başlar. Bu, çok çirkin bir yarış olmaktadır.

Oysa insanın onuru çok kıymetlidir. Hiçbir zaman tek bir oyun karşılığı değildir.

Müslüman bir toplumda , 'hakaret amacıyla Müslüman olmayana kafir bile denmez.

Yine Efendimiz(sav), Müslüman olmayan kabile reisine hırkasını sermiştir.

Unutmayalım ki, her politikacı yüzbinlerin ve milyonların canlı temsilcisidir. Allah(cc), bizlerin başkalarının Allah'tan başka ilahlarına ve kutsallarına küfretmemizi yasaklamıştır.

Politika , 'HAYIRDA YARIŞMA' KURUMU OLMALIDIR Kİ, TOPLUMDA BARIŞ VE KARDEŞLİK OLSUN. Selam ve sevgi ile…