Eskiden Ramazan ayına 'bolluk bereket ayı' derdik. Şimdilerde buna bir de seçim ayı eklendi. Bereketin kendisi yağmasa da her seçim öncesi vaadi yağıyor gökten boşanan yağmur misali. İktidar muhalefetle, muhalefet hem iktidarla hem de birbiriyle yarışıyor akıl almaz vaatleri ardı ardına sıralamakta.

Tamam, muhalefet, fırsat ele bir geçer, millet beni seçimden seçime dinler deyip sıralıyor vaatleri, onu anladık da iktidara ne oluyor? 'Sen zaten suyun başındasın, bırak vadetmeyi de yapsana yapacağını' demek niye kimsenin aklına gelmez ki? Yoksa, akla geliyor da dile mi gelmiyor, gelemiyor?

Sahi niye tam da seçim öncesi hatırlar siyasetçiler öğrenci affını? Ya da madem sonunda affedecekler niye baştan korlar belli bir sürede okulunu bitirmeyenlere kayıt silme cezasını? Ne olacak bilmem şu kadar yüz bin gence af getirmekle? Eğitimin kalitesi mi düzelecek yoksa bir haksızlık mı giderilecek? Ya da diplomalı işsizler ordusuna yeni yüzbinler mi eklenecek?

Harçlar düşer, aflar gelir, borçlar silinir de kimse de 'bu değirmenin suyu nereden gelecek?' diye sormaz? 'Olmayanı vermek Allah'a mahsustur' sözünü duyarak ve tekrarlayarak büyüyen nesiller ne hikmetse söz konusu kendilerine 'devlet kesesinden vaat edilen üç beş kuruş' olunca bu sözü hiç hatırlamaz ya da hatırlamak istemez. Öyle ya 'Allah kerimdir' sözü de vardır şuur altlarında. Gerçi 'Allah kerimdir, büyüktür ama kayık küçüktür' sözü de yabancı değildir bizim insanımıza ama olsun varsın, gönül aldanmaya yatkındır.

Baştan da söyledik, muhalefet tamam da şu iktidara ne demeli bunca vaadi bu güne saklamasında dolayı. Daha çok adaletmiş, daha çok özgürlükmüş! İyi de bu vaatler, bunların bugüne kadar gerçekleşmediğinin de itirafı değil mi aynı zamanda? Bu kadar önemliyse bu kavramalar, ki elbette önemli, hem de her şeyden daha önemli, gerçekleşmesine mani olan neydi ki, bugüne kadar gerçekleşmedi?

Bu bir yarıştır, başlamıştır ve de 24 Haziran akşamına kadar asla durmayacak, asla hız kesmeyecektir. Benim derdim de tekere çomak sokmak hiç değildir. Hoş öyle bir derdim olsa bile öyle bir gücüm de yoktur. Benim derdim değil ama merakım vardır, o da bunların niye bugüne kadar ertelenmesi ve de tam seçim öncesine istiflenmesidir. Af gerekliyse niye bugün beklenir ya da emekliye karınca kararınca destek olunacaksa niye bugüne kadar bu himmet eli bir türlü uzanmaz. Bu ve benzeri sorulardır sorduğum ve bunların cevabıdır aradığım.

Bir de bugün verilenlerin yarın vergi ve enflasyonla bizlerden geri alınıp alınmayacağı?