Pazartesi günü öğlen itibariyle gazete ve ajanslar son dakika haberi olarak Merkez Bankası dövizde zorunlu karşılık oranlarını değiştirdi. Böylece 2,2 milyar dolar bankaların kullanımına geçti. TCMB, rezerv opsiyonu mekanizmasında (ROM) değişiklik yaptığını duyurdu. Yapılan açıklamada, ROM Döviz imkanı üst sınırının yüzde 55'ten yüzde 45'e düşürüldüğü belirtildi. ROM değişikliği ile yaklaşık 6.4milyar TL likidite piyasadan çekilecek. 2.2 milyar dolar bankaların kullanımına geçecek. Piyasada yükselen kura karşı Merkez Bankası'nın bir adım atması beklentisi vardı ancak hamleye karşı ilk tepki sınırlı oldu. Dolar / TL saat 11:15 itibarıyla 4.2502 oldu. Kur, gün içerisinde 4.27'nin üzerini görmüştü. MÜDAHALE SONRASI DOLAR GERİLEDİ Merkez Bankası'ndan dolara hamle geldi. Merkez Bankası'nın hamlesi öncesi 4.2627 TL seviyelerinde hareket eden dolar kuru, hamle sonrası 4.25 TL'nin altını gördü. Kur şu dakikalarda 4.25 TL seviyelerinde hareket ediyor. ABD tahvil faizlerindeki yükseliş, not indirimi ve yüksek enflasyon olmak üzere Türkiye'ye özgü risklerle cuma günü tarihi zirveyi gören dolar/TL, yeni haftaya 4.25 seviyesinden başladı. Gün içerisinde en yüksek 4.2712 TL'yi gören dolar kuru, Merkez Bankası'nın dolara müdahalesi öncesi 4.2627 TL'de hareket ederken sonrasında 4.25 TL'nin altını gördü. Dolar/TL saat 11.17 itibarıyla itibariyle 4.2505 seviyesinden işlem görürken, Euro/TL ise 5.0738 seviyesinde bulunuyor. Londra'da piyasaların bugün tatil olması nedeniyle piyasada düşük hacim olabileceği belirtilirken, dolarda küresel güçlü seyir ile iç risklerle TL'de kayıp eğiliminin sürmesi bekleniyor. Dolar/TL geçtiğimiz cuma günü 4.2901 ile yeni tarihi zirvesini test ederken, gösterge 10 yıllık tahvil getirisi haftanın son iki gününde 90 baz puan yükseliş kaydetmişti.' Anlık haber böyle düştü ajanslara. Bize ne anlatıyor? Aslında hiç! Çünkü vatandaşta 1 dolar yok, bankalar kendi aralarında oynayıp duruyorlar dövizle, biz hayat pahalılığı olarak sadece ceremesini çekiyoruz. Merkez Bankası Özerk olmasına karşın biliyoruz ki bir kulağı daima hükümette ve oradan gelecek işaretleri dikkatle beklemektedir. Uzun zamandır yapmak istedikleri veya yaptıkları her operasyon ya geç kalınmış bir hamle olarak görülüyor ya da zamanında yapılmadığı için 'Atılan taş ürküttüğü kurbağaya değmiyor' Aslında problem 2011 yılından beri hükümetlerin üretime yönelik politikalar üretmemesiyle alakalıdır. Dünya siyaset tarihinde hiçbir iktidarın iki dönemden sonra çok başarılı hamleler yaptığı görülmemiştir. Olay sistemi korumak üzerinde düğümlenip kalmaktadır. Hadiseleri doğru okuyup analiz etmek önemlidir. Son döneme bakıldığında Gezi olayları ile başlayıp 15 Temmuz kalkışması, Suriye olayları, FETÖ operasyonları hep Dünyayı yöneten üst akıl diye tabir edilenlerle ters düşülmesinden dolayı olmuştur. Süreç BOP Eş Başkanlık sürecinden bu noktaya kadar gelmiştir. Cumhurbaşkanı'nın söylediği 'Bizi döviz operasyonları ile terbiye etmeyin' diye açıkladığı fiili durum maalesef devam etmektedir. 2.Dünya Savaşından beri gelen tüm hükümetler milli bir duruşu sergileyememektedirler. Daima başta ABD olmak üzere bu güçlerin dümen suyundan gitmeyi değişmez bir kriter olarak görüyorlar ve daima sonları hüsran oluyor. Ülkenin ekonomik yapısı üretim odaklı olmadığı için en küçük çalkantıda hemen fatura kesiliyor. Fatura kesilince da böyle günlük, geç kalınmış operasyonlarla görüntüyü kurtarmaya çalışıyoruz. İş sonunda gelip ülkenin beka sorunu olarak önümüze konuluyor.

Alaturka bakış açımızı değiştiremiyoruz. Her milli maç tarihimizin en önemli maçı, her seçim kader seçimimiz! Ben bir vatandaş olarak artık bundan bıktım. Bu alaturkalıktan bıktım. Dar çerçevelere sıkışmış bakış açılarının değişmesini istiyorum ama bu kiminle nasıl olacak bilmiyorum. Bilen anlatsın biz halka, meydanlarda ama gerçeği, sadece gerçeği! Bize proje anlatsınlar, bize gelecek ile ilgili tasarımlar anlatsınlar, genç işsizlere nasıl fabrikalar yapacaklarını anlatsınlar, üretimde, ekonomide milliliğin nasıl olacağını anlatsınlar! Ama hikaye, masal anlatmasınlar. Artık masal dinleyecek yaşı geçtik!