Milletvekili…

Adı üzerinde milletin temsilcisi, milletin vekili…

Seçmen: Muhafızlığını bürokrat zebanisinin yaptığı bürokrasi cehenneminin her zaman ateş çemberinde yanar.

Bir nefes ve soluk ister herkesten ve özellikle de oy verip Ankara'ya gönderdiği vekilinden.

Bürokrat iktidarın kulu, vekil ise ilahı sanki.

Bürokrat, vatandaşın işini görmesi için ilahından vahiy beklercesine emir bekler.

Neden mi?

Çünkü ilahına(!), 'bak, filanın işini yaptım' diyebilmesi ve gözüne girebilmesi için…

Bunun için de vatandaş bir soluk dilenmek zorundadır vekilinden.

Daha dün ceketini ilikleyip temenna çeken, gece- gündüz emrindeyim deyip kart dağıtan vekilinden.

Seçimden önce kulu, seçimden sonra ilahlığına soyunan vekilinden şimdi medet ummaktadır.

İşte bu vekil, yanan vatandaşa su sıkacaktır.

Nasıl mı?

Hazır bir cevapla:

Sen ne hakla benden işinin yapılmasını istiyorsun?

Seçildikten sonra, 'sen beni tebrik ettin mi ki, şimdi de işinin yapılmasını istiyorsun?'

Anlaşılan herkes tebrik kuyruğuna girmeli imiş.

Ne ala bir vekil, değil mi? Hatta bakan biliriz ki, şehre ilk gelişinde karşılama konvoyuna katılmayana tavır koymuştur.

Neyse görevini yapan vekil ve bürokratı tenzih eder saygı duyarız.

Selam ve sevgi ile…